- Katılım
- 13 Şub 2021
- Mesajlar
- 4,909
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 458
- Puanları
- 83
- Konum
- Türkiye
- Web sitesi
- tarihbilinci.com
- Meslek - Branş
- Tarih Öğretmeni
Yazarın son konuları
KAVURD BEY
(ö. 465/1073) Kirman Selçukluları'nın kurucusu (1048-1073).
Çağrı Bey'in büyük oğludur. Sikkelerde ve bazı eserlerde Karaarslan adıyla da kaydedilir. Dandanakan Savaşı'ndan (431/ 1040) sonra toplanan kurultayda fethe­dilen ve fethedilmesi planlanan ülkelerin idaresiyle ilgili olarak yapılan taksimat sı­rasında Kirman ve civarı Kavurd'a verildi. Kavurd, Sultan Tuğrul Bey'in emriyle ken­dine tâbi Oğuzlar"la birlikte bu bölgeye in­tikal etti. Bazı şehir ve kasabaları ele ge­çirip yağmalayan Oğuzlar, bölgeye hâkim olan Büveyhî Emîri Ebû Kâlicâr'ın adam­ları tarafından geri püskürtüldü (434/ 1042-43)- Bu olaydan birkaç yıl sonra Ka­vurd bizzat sevk ve idare ettiği 5-6000 kişilik orduyla Kuzey Kirman'a hareket et­ti. Selçuklu kuvvetlerine mukavemet ede­meyeceğini anlayan Büveyhîler'in Kirman naibi Behrâm b. Leşkersitân Berdesîr Kalesi'ne çekildi; bir süre sonra eman dileye­rek şehri Kavurd'a teslim etti (440/1048). Selçuklular1! bölgeden uzaklaştırmak için harekete geçen Ebû Kâlicâr yolda Hannâb Kafesi'nde ölünce Büveyhî kuvvetleri geri çekildi. Böylece Kavurd Kirman'da Selçuk­lu hâkimiyetini tesis etti ve Kirman Sel-çukluları'nın temellerini attı.
O sırada Kirman'ın güneyindeki Germ-sîr bölgesi dağlı Kufs kavminin hakimiye­tindeydi. Kurslar Büveyhîler'in zaafından yararlanarak geniş bir bölgeyi kontrolleri altına almışlardı. Kufs reisinin güvenini kazanan Kavurd hiç beklenmedik bir an­da baskın düzenleyerekGermsîr'i zaptetti (442/1050). Daha sonra Hürmüz Emî­ri Bedr îsâ'nın yardımıyla Uman'ı fethet­mek üzere ilk defa deniz aşırı sefere çıktı. Selçuklular mukavemetle karşılaşmadan Uman'a hâkim oldular. Kavurd Bey daha sonra Sîstan'ı fethetmek üzere oğlu Emî-rânşah'ı görevlendirdi, ancak bu sefer­den bir sonuç alınamadı.
Tuğrul Bey üvey kardeşi İbrahim Yi-nal'ın isyanı sırasında zor durumda ka­lınca Kavurd Bey, Alparslan ve Alp Sun­gur Yâkûtî ile birlikte ona yardıma koştu ve onların yardımıyla İbrahim Yinal mağ­lûp edildi (451/1059). 4S4'te(1062) Şebânkâre Emîri Fazlûye'nin hakimiyetin­deki Fars üzerine yürüyen Kavurd böl­geyi zaptederek Abbasî Halifesi Kâim-Biemrillâh, Tuğrul Bey ve kendi adına hutbe okuttu. Kavurd, Tuğrul Bey'in ölü­mü üzerine (455/1063) bir ara saltana­tı düşünmekle beraber Alparslan'ı Bü­yük Selçuklu sultanı olarak tanıdı ve adına hutbe okuttu. Ancak daha sonra bazı tahriklere kapılarak Alparslan'a tâbi olmaktan vazgeçip Kirman'da sadece kendi adına hutbe okutup para bastırdı (459/1067). Bunun üzerine Alparslan Kir­man'a bir sefer düzenledi. Kavurd af dileyerek sultanın huzuruna çıkınca Al­parslan onu affedip Kirman'ın idaresini yine kendisine bıraktı. Ancak Kavurd Bey daha sonra tekrar saltanat davasıyla ayaklandı (461/1068-69). Alparslan yine Kirman üzerine yürüyerek Berdesîr'de bulunan Kavurd'u kuşattı. Kavurd, Al­parslan'ın kuvvetlerinden bir kısmını kendi tarafına çektiyse de sonuç alama­dı. Alparslan ölüm döşeğinde iken karısı Seferiyye Hatun'un Kavurd Bey ile evlen­mesini ve onun Şîraz'da yerleştirilerek kontrol altında tutulmasını oğlu Meiik-şah'a vasiyet etti. Melikşah'ı çok genç ve tecrübesiz bulan Kavurd Büyük Selçuklu tahtını ele geçirmek amacıyla Rey şehri­ne hareket etti. Ancak Melikşah'ın Emîr Sav Tegin kumandasındaki öncü kuvvet­leri Kavurd'un öncü birliklerini bozguna uğrattı. Hemedan yakınlarındaki Kerec'-de meydana gelen asıl savaş Kavurd'un yenilgisiyle sonuçlandı.Bu alandaki linki görmek için foruma
İyi bir asker ve akıllı bir devlet adamı olarak tanınan Kavurd halka adaletle mu­amele etmiş, ülkede huzur ve asayişi hâ­kim kılmaya çalışmıştır. Yollarda emniyet kuleleri yaptırmış ve muhafızlar görevlen­dirmiştir. Kirman en parlak devirlerinden birini onun zamanında yaşamış ve bölge­deki Türkmen nüfusu artmıştır. Ülkeyi cami, han, hamam, kervansaray gibi mi­mari eserlerle süslemiş, su kuyuları aç­tırmış ve bendler inşa ettirmiştir. Tiz Limanı'nı tamir ettirerek denizciliğe önem vermiştir. Kavurd'un bastırdığı paraların ayarına çok dikkat ettiği rivayet edilmek­tedir.
Bibliyografya :
Râvendî. Râhatü's-sudûr {Ateş}, I, 102, 123-125; Ahbâru'd-deületi's-Selcûkıyye(Lu%a]}, s. 28, 38, 39-40; İbnü'l-Esîr, ei-Kâmil, bk. İndeks; Bündârî. Zübdetü'n-Nusra {Burslan), s. 13, 30, 46, 48-50; Ebü'l-Ferec. Târih, 1, 325-326; Mu-hammed b. İbrahim, Târth-İ Seicûkıyân-ı Kir-mân(nşr. M.Th. Houtsma), Leiden 1886, s. 2, 13-17; Ahmed Ali Hân-i Vezîri. Târih-i Kirman (nşr. M. İbrahim Bâstâni-yi Pârîzî), Tahran 1370 hş./1961, s. 134, 140-142, 146, 155, 156, 162, 173,231,243-263,371,393,421,750,810; Efdalüddin Ebû Hâmid-i Kirmânî, Târth-İ Efdât yâ Bedâ'i'u'z-zamân fi uekâyH Kirman (nşr. MehdîBeyânîj, Tahran 1326 hş., s. 3-11; Târîh-i Âl-İ Selçuk [nşr. ve trc. Feridun Nafiz Uzluk), An­kara 1952, s. 15; ayrıca bk. tercüme kısmı, s. 8; İbrahim Kafesoğlu, Sultan Mellkşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953, s. 15, 37, 19-28,64, 117,160; a.mlf., "Kavurd", İA, VI, 456-459; Erdoğan Mercii, Kirman Sel­çukluları, Ankara 1989, s. 7-42; Coşkun Alpte­kin. "Selçuklu Paralan", Selçuklu Araştırmala­rı Dergisi, III, Ankara 1971, s. 440, 554-560; C. E. Bosworth."Kawurd", £^(ing.), IV, 807-808. Abdülkerim Özaydın
(ö. 465/1073) Kirman Selçukluları'nın kurucusu (1048-1073).
Çağrı Bey'in büyük oğludur. Sikkelerde ve bazı eserlerde Karaarslan adıyla da kaydedilir. Dandanakan Savaşı'ndan (431/ 1040) sonra toplanan kurultayda fethe­dilen ve fethedilmesi planlanan ülkelerin idaresiyle ilgili olarak yapılan taksimat sı­rasında Kirman ve civarı Kavurd'a verildi. Kavurd, Sultan Tuğrul Bey'in emriyle ken­dine tâbi Oğuzlar"la birlikte bu bölgeye in­tikal etti. Bazı şehir ve kasabaları ele ge­çirip yağmalayan Oğuzlar, bölgeye hâkim olan Büveyhî Emîri Ebû Kâlicâr'ın adam­ları tarafından geri püskürtüldü (434/ 1042-43)- Bu olaydan birkaç yıl sonra Ka­vurd bizzat sevk ve idare ettiği 5-6000 kişilik orduyla Kuzey Kirman'a hareket et­ti. Selçuklu kuvvetlerine mukavemet ede­meyeceğini anlayan Büveyhîler'in Kirman naibi Behrâm b. Leşkersitân Berdesîr Kalesi'ne çekildi; bir süre sonra eman dileye­rek şehri Kavurd'a teslim etti (440/1048). Selçuklular1! bölgeden uzaklaştırmak için harekete geçen Ebû Kâlicâr yolda Hannâb Kafesi'nde ölünce Büveyhî kuvvetleri geri çekildi. Böylece Kavurd Kirman'da Selçuk­lu hâkimiyetini tesis etti ve Kirman Sel-çukluları'nın temellerini attı.
O sırada Kirman'ın güneyindeki Germ-sîr bölgesi dağlı Kufs kavminin hakimiye­tindeydi. Kurslar Büveyhîler'in zaafından yararlanarak geniş bir bölgeyi kontrolleri altına almışlardı. Kufs reisinin güvenini kazanan Kavurd hiç beklenmedik bir an­da baskın düzenleyerekGermsîr'i zaptetti (442/1050). Daha sonra Hürmüz Emî­ri Bedr îsâ'nın yardımıyla Uman'ı fethet­mek üzere ilk defa deniz aşırı sefere çıktı. Selçuklular mukavemetle karşılaşmadan Uman'a hâkim oldular. Kavurd Bey daha sonra Sîstan'ı fethetmek üzere oğlu Emî-rânşah'ı görevlendirdi, ancak bu sefer­den bir sonuç alınamadı.
Tuğrul Bey üvey kardeşi İbrahim Yi-nal'ın isyanı sırasında zor durumda ka­lınca Kavurd Bey, Alparslan ve Alp Sun­gur Yâkûtî ile birlikte ona yardıma koştu ve onların yardımıyla İbrahim Yinal mağ­lûp edildi (451/1059). 4S4'te(1062) Şebânkâre Emîri Fazlûye'nin hakimiyetin­deki Fars üzerine yürüyen Kavurd böl­geyi zaptederek Abbasî Halifesi Kâim-Biemrillâh, Tuğrul Bey ve kendi adına hutbe okuttu. Kavurd, Tuğrul Bey'in ölü­mü üzerine (455/1063) bir ara saltana­tı düşünmekle beraber Alparslan'ı Bü­yük Selçuklu sultanı olarak tanıdı ve adına hutbe okuttu. Ancak daha sonra bazı tahriklere kapılarak Alparslan'a tâbi olmaktan vazgeçip Kirman'da sadece kendi adına hutbe okutup para bastırdı (459/1067). Bunun üzerine Alparslan Kir­man'a bir sefer düzenledi. Kavurd af dileyerek sultanın huzuruna çıkınca Al­parslan onu affedip Kirman'ın idaresini yine kendisine bıraktı. Ancak Kavurd Bey daha sonra tekrar saltanat davasıyla ayaklandı (461/1068-69). Alparslan yine Kirman üzerine yürüyerek Berdesîr'de bulunan Kavurd'u kuşattı. Kavurd, Al­parslan'ın kuvvetlerinden bir kısmını kendi tarafına çektiyse de sonuç alama­dı. Alparslan ölüm döşeğinde iken karısı Seferiyye Hatun'un Kavurd Bey ile evlen­mesini ve onun Şîraz'da yerleştirilerek kontrol altında tutulmasını oğlu Meiik-şah'a vasiyet etti. Melikşah'ı çok genç ve tecrübesiz bulan Kavurd Büyük Selçuklu tahtını ele geçirmek amacıyla Rey şehri­ne hareket etti. Ancak Melikşah'ın Emîr Sav Tegin kumandasındaki öncü kuvvet­leri Kavurd'un öncü birliklerini bozguna uğrattı. Hemedan yakınlarındaki Kerec'-de meydana gelen asıl savaş Kavurd'un yenilgisiyle sonuçlandı.Bu alandaki linki görmek için foruma
You must be registered for see links
yada
You must be registered for see links
yapmalısınız.[558] Hemedan dağlarına kaçan Kavurd, Emîr Temirek tarafından yaka­lanarak Melikşah'ın huzuruna getirildi. Amcası Kavurd'un ayaklarına kapandığını gören Melikşah onu affetmek istediyse de Vezir Nizâmülmülk buna engel oldu ve Kavurd bir çadırda hapsedildi. Bu sı­rada askerler kazanılan zafere karşılık iktâ ve maaşlarının arttırılmasını istedi­ler, aksi takdirde Kavurd'u tahta çıkarabileceklerini ima edip onun lehinde teza­hüratta bulundular. Bunun üzerine Kavurd hemen o gece öldürüldü. Halka da yüzüğündeki zehiri içmek suretiyle inti­har ettiği bildirildi.Bu alandaki linki görmek için foruma
You must be registered for see links
yada
You must be registered for see links
yapmalısınız.[559]İyi bir asker ve akıllı bir devlet adamı olarak tanınan Kavurd halka adaletle mu­amele etmiş, ülkede huzur ve asayişi hâ­kim kılmaya çalışmıştır. Yollarda emniyet kuleleri yaptırmış ve muhafızlar görevlen­dirmiştir. Kirman en parlak devirlerinden birini onun zamanında yaşamış ve bölge­deki Türkmen nüfusu artmıştır. Ülkeyi cami, han, hamam, kervansaray gibi mi­mari eserlerle süslemiş, su kuyuları aç­tırmış ve bendler inşa ettirmiştir. Tiz Limanı'nı tamir ettirerek denizciliğe önem vermiştir. Kavurd'un bastırdığı paraların ayarına çok dikkat ettiği rivayet edilmek­tedir.
Bibliyografya :
Râvendî. Râhatü's-sudûr {Ateş}, I, 102, 123-125; Ahbâru'd-deületi's-Selcûkıyye(Lu%a]}, s. 28, 38, 39-40; İbnü'l-Esîr, ei-Kâmil, bk. İndeks; Bündârî. Zübdetü'n-Nusra {Burslan), s. 13, 30, 46, 48-50; Ebü'l-Ferec. Târih, 1, 325-326; Mu-hammed b. İbrahim, Târth-İ Seicûkıyân-ı Kir-mân(nşr. M.Th. Houtsma), Leiden 1886, s. 2, 13-17; Ahmed Ali Hân-i Vezîri. Târih-i Kirman (nşr. M. İbrahim Bâstâni-yi Pârîzî), Tahran 1370 hş./1961, s. 134, 140-142, 146, 155, 156, 162, 173,231,243-263,371,393,421,750,810; Efdalüddin Ebû Hâmid-i Kirmânî, Târth-İ Efdât yâ Bedâ'i'u'z-zamân fi uekâyH Kirman (nşr. MehdîBeyânîj, Tahran 1326 hş., s. 3-11; Târîh-i Âl-İ Selçuk [nşr. ve trc. Feridun Nafiz Uzluk), An­kara 1952, s. 15; ayrıca bk. tercüme kısmı, s. 8; İbrahim Kafesoğlu, Sultan Mellkşah Devrinde Büyük Selçuklu İmparatorluğu, İstanbul 1953, s. 15, 37, 19-28,64, 117,160; a.mlf., "Kavurd", İA, VI, 456-459; Erdoğan Mercii, Kirman Sel­çukluları, Ankara 1989, s. 7-42; Coşkun Alpte­kin. "Selçuklu Paralan", Selçuklu Araştırmala­rı Dergisi, III, Ankara 1971, s. 440, 554-560; C. E. Bosworth."Kawurd", £^(ing.), IV, 807-808. Abdülkerim Özaydın
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Ali Bey
bởi Tarih Öğretmeni,