- Katılım
- 14 Şub 2021
- Mesajlar
- 3,604
- Tepkime puanı
- 16,799
- Tepkiler
- 15,336
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
3.1. II. DÜNYA SAVAŞI SONRASI OLUŞAN YENİ GÜÇ DENGELERİNİN OLUŞUM SÜRECİNDE MEYDANA GELEN SİYASİ GELİŞMELER
3.1.1. II. Dünya Savaşı Sonrası Küresel Güçler
-II. Dünya Savaşı, birincisine oranla her yönüyle daha kapsamlı ve yıkıcı oldu.
-Savaş sonrası Uluslararası arenada barış ortamı oluşturma ve savaşın sebep olduğu yaraları sarma çabaları sonuçsuz kaldı.
-Küresel anlamda siyasi, ekonomik, kültürel vb. pek çok alanda rekabet ortamı meydana geldi.
-Almanya’ya karşı savaşta başarılı olan SSCB birçok Avrupa ülkesini işgal etti ya da kontrol edecek hale geldi.
-Doğu Avrupa’da SSCB ve uydularında komünist yönetimler oluştu.
-Batı Avrupa, savaş sonrasında oluşan bu durumu en önemli tehdit olarak gördü. Bu tehdit karşısında ABD kendini hem Avrupa’yı hem de dünyayı yeni felaketlerden kurtaracak tek güç olarak gördü.
-ABD öncülüğünde Batı Bloku, SSCB öncülüğünde Doğu Bloku oluştu.
- Devletler iki taraftan birini seçmek, ondan yana tavır almak zorunda kaldı ve iki kutuplu bir dünya oluştu.
-Dünyanın iki kutuplu hâle gelmesini hazırlayan nedenlerden bazıları şunlardır:
ABD (Batı Bloku)
• ABD, II. Dünya Savaşı sonrasında Monroe Doktrini (Avrupa devletlerinin Amerika kıtasına karışmalarını istemeyen Amerikan politikası)’ni terk ederek Amerika kıtasının dışına yönelmesi,
• SSCB’nin komünist rejimini tehdit olarak gören Batılı ülkelerde, SSCB’ye karşı koyabilecek gücün ABD olabileceği düşüncesi hâkim olması,
• II. Dünya Savaşı sonrasında uluslararası ilişkilerde Avrupa’nın dışında da önemli stratejik merkezlerin (Latin Amerika, Asya, Afrika gibi) ortaya çıkması ABD’yi bu merkezlerle ilgilenmeye yönelmesi,
SSCB (Doğu Bloku)
• 1917 İhtilali sonrasında göreli güçsüzlük ilkesinin içine kapattığı SSCB, savaştan iki büyük devletten biri olarak çıkması,
• SSCB, savaş sonrası proleter (emekçi) ihtilal için dünya genelinde bir çabanın içine girmesi,
• II. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin Avrupa’ya ciddi miktarda kuvvet yığması,
• II. Dünya Savaşı sonrasında havacılık alanında (uzay, uçak, füze gibi) iki devlet (ABD-SSCB) ön plana çıkması,
• II. Dünya Savaşı’ndan önce dünya siyasetine yön veren İngiltere ile Fransa’nın zayıflaması ve Almanya, İtalya, Japonya gibi ülkelerin yenilmesi dünya liderliğini iki devlete (ABD-SSCB) bırakması,
• II. Dünya Savaşı sonrasında uluslararası üstünlüğü belirleyen argümanlardan biri olan ekonomik gelişmişlik, yeterliliğe sahip iki devletin (ABD-SSCB) ön plana çıkması,
İki kutuplu hâle gelen dünyada bloklar tarafından siyasi ve ekonomik adımlar atılarak bloklar arası gerginlikler artmıştır.
İki kutuplu hâle gelen dünyada bloklar tarafından atılan siyasi ve ekonomik adımlar şunlardır:
Batı Bloku’nda ABD Liderliğinde Atılan Siyasi ve Ekonomik Adımlar
Truman Doktrini (1947)
• Amaç, komünist tehdide karşı yardıma muhtaç devletlere ekonomik ve askerî yardımda bulunarak komünizmin yayılmasını engellemekti.
Marshall Planı (1947)
• ABD Dışişleri Bakanı George Marshall’ın (Corc Marşal) 1947’de hazırladığı plana göre aralarında Türkiye’nin de olduğu 16 Avrupa devleti, kendi içinde bir ekonomik plan hazırlayıp uygulayacak, eksik kalan alanlarda ABD bu devletlere yardımda bulunacaktır.
Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) (1957)
• Avrupa’da mal, iş gücü, hizmet ve sermayenin serbest dolaştığı bir ortak pazarın kurulmasını ve sonrasında siyasi birliğin sağlanmasını amaçlayan birliktir. Birliğin adı 1992’de Avrupa Birliği olarak değiştirilmiştir.
NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü-1949)
• SSCB ve komünizmin Avrupa’daki yayılışını engellemek için ABD öncülüğünde savunma amaçlı kurulan birliktir.
Doğu Bloku’nda SSCB Liderliğinde Atılan Siyasi ve Ekonomik Adımlar
Kominform (1947)
• SSCB, uydu ülkeleriyle bağını güçlendirmek ve ABD’nin ortaya koyduğu Truman Doktrini ve Marshall Planı ile mücadele etmek amacıyla Kominformu kurdu.
Molotof Planı (1947)
• ABD’nin Marshall Planı’nı uygulamaya koymasıyla Sovyet karşıtı Avrupa ülkelerinde mali alanda bir iyileşme yaşandı. Bu gelişmeler üzerine SSCB, Molotof Planı’nı uygulamaya koyarak COMECON ülkelerine ekonomik yardımda bulundu ve üye ülkeler arasında ticaretin geliştirilmesini sağlamaya çalıştı.
COMECON (1949)
• SSCB, ABD’nin Marshall Planı’na karşı komünist ülkelerin ekonomik dayanışmasını sağlamak için COMECON’u kurdu.
Varşova Paktı (1955)
• SSCB, komünizme karşı en ciddi cepheyi oluşturan NATO’nun etkinliği ve silahlı gücünü tehdit olarak gördü ve Varşova Paktını kurdu.
3.1.2. Berlin Buhranı
-1948’de on altı Avrupa devletinin bir araya gelmesiyle Avrupa İktisadi İş Birliği Teşkilatı ve yine aynı yıl içerisinde altı Avrupa devletinin katılımıyla Batı Avrupa Birliği kuruldu.
-1949’da NATO kuruldu.
-1948 yılının en önemli çekişme konusu Berlin oldu.
-Almanya’nın tamamı gibi Berlin de dört ayrı işgal bölgesine ayrıldı.
-İngiltere, Fransa ve ABD kendilerine düşen bölgelerde gerçek bir demokrasi için önemli adımlar attı. Doğu Almanya ve Doğu Berlin bu gelişmelerin gölgesinde kaldı.
-Doğu Almanya topraklarında kalan Berlin’e, SSCB işgal bölgesinden geçilerek gidiliyordu. Bu durum diğer ülkeleri memnun etse de SSCB’yi rahatsız ediyordu.
-ABD ve İngiltere kendilerine düşen Alman topraklarını birleştirerek bu topraklara Bizonia (Bizonya) adını verdi.
-Fransa’nın kendine düşen kısmı bu birliğe katmasıyla birliğin adı Trizonia (Trizonya) oldu.
-Bu birleşmeden rahatsız olan SSCB, Batı Berlin’e kara yolu geçişlerini engelledi.
-Berlin Buhranı bazen müzakere bazen de tartışma ortamında bir süre devam etti.
-Almanya’yı bölerek hata yaptığını anlayan İngiltere, Fransa ve ABD yönetimleri, 23 Mayıs 1949’da Federal Almanya Cumhuriyeti (Batı Almanya) adıyla demokratik ve bağımsız bir devletin kurulmasını sağladı.
-SSCB, kendisine kalan bölgede Ekim 1949’da Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ni (Doğu Almanya) kurdu.
-Kasım 1949’da aynı durumu Berlin şehrinde de uygulamaya koyarak komünist belediye meclisini oluşturdu.
-Batı Berlin’de de farklı bir yapılanmaya gidildi. Böylece Berlin şehri resmen bölünmüş oldu. Böylece II. Dünya Savaşı’nda oluşan Müttefik Blok’un çöktüğünün ve dünyanın Doğu-Batı olarak ikiye ayrıldığının en bariz göstergeleri oldu.
3.1.3. Avrupa Birliği
-Avrupa; 20. yüzyılda iki dünya savaşını, bu savaşlarda milyonlarca Avrupalının öldürülmesini, iktidarların düşmanlıklarını, marjinal rejimlerin yayılmasını ve büyük ekonomik krizi kapsayan felaketleri yaşadı.
-Bütün bu acı tecrübeleri yaşamış savaş sonrası kuşağın önde gelen Avrupalı siyasetçileri, birbirlerinin siyasal tercihlerini bir kenara bırakarak iş birliği yoluna gittiler.
-Alman Konrad Adenauer (Konrad Adenaver), Fransız Robert Schuman (Robert Şumen) ve Belçikalı Paul Henri Spaak (Pol Henri Sıpaak) farklı ulusal amaçları olsa da daha güvenli bir Avrupa meydana getirmek için birlikte çalıştılar.
-Ortak amaçları 1918’de kimsenin başaramadığı görevi üstlenmekti.
-Versay Antlaşması’nın doğurduğu olumsuz koşullar; 1929’daki ekonomik çöküşün, Nasyonal Sosyalist Partinin iktidara gelmesinin ve II. Dünya Savaşı’nın sebebi olarak görülüyordu.
-Yapılacak iş birliği ile Avrupa, savaş sonrası dönemin iki süper gücü karşısında üçüncü güç olarak ortaya çıkabilirdi.
-Bu süreç kömür ve çelik sanayilerini bütünleştirme ile başladı.
-1950’de Schuman Planı ile Kömür ve Çelik Birliği kuruldu.
-Fransa ile Almanya arasındaki ilişkilerde de gelişmeler yaşandı.
-Fransa, Batı Almanya, İtalya ve Benelüks ülkeleri (Belçika, Hollanda, Lüksemburg) 1951’de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu (AKÇT) kuran Paris Antlaşması’nı imzaladı.
-1957’de Roma Antlaşması’nı imzalandı ve Avrupa Ekonomik Topluluğunu (AET) ve 1967’ye kadar ayrı bir örgüt olarak işlev gören Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu kurdu.
-1967 Brüksel Antlaşması ile üç örgüt Avrupa Topluluğu (AT) adı altında birleştirildi.
-1992 Maastricht (Mastrikt) Antlaşması ile örgütün adı Avrupa Birliği (AB) olarak değiştirildi
-Türkiye AB’ye 1959’da üyelik için resmen başvurdu.
-1963 Ankara Antlaşması’nı ve 1973 Katma Protokolü’nü imzaladı.
-1987’de tam üyelik başvurusunda bulundu.
-1996’da Gümrük Birliğine dâhil oldu.
-Türkiye, 1999 Helsinki Zirvesi ve 2005 tam üyelik müzakerelerine rağmen AB’ye alınmadı.
3.1.1. II. Dünya Savaşı Sonrası Küresel Güçler
-II. Dünya Savaşı, birincisine oranla her yönüyle daha kapsamlı ve yıkıcı oldu.
-Savaş sonrası Uluslararası arenada barış ortamı oluşturma ve savaşın sebep olduğu yaraları sarma çabaları sonuçsuz kaldı.
-Küresel anlamda siyasi, ekonomik, kültürel vb. pek çok alanda rekabet ortamı meydana geldi.
-Almanya’ya karşı savaşta başarılı olan SSCB birçok Avrupa ülkesini işgal etti ya da kontrol edecek hale geldi.
-Doğu Avrupa’da SSCB ve uydularında komünist yönetimler oluştu.
-Batı Avrupa, savaş sonrasında oluşan bu durumu en önemli tehdit olarak gördü. Bu tehdit karşısında ABD kendini hem Avrupa’yı hem de dünyayı yeni felaketlerden kurtaracak tek güç olarak gördü.
-ABD öncülüğünde Batı Bloku, SSCB öncülüğünde Doğu Bloku oluştu.
- Devletler iki taraftan birini seçmek, ondan yana tavır almak zorunda kaldı ve iki kutuplu bir dünya oluştu.
-Dünyanın iki kutuplu hâle gelmesini hazırlayan nedenlerden bazıları şunlardır:
ABD (Batı Bloku)
• ABD, II. Dünya Savaşı sonrasında Monroe Doktrini (Avrupa devletlerinin Amerika kıtasına karışmalarını istemeyen Amerikan politikası)’ni terk ederek Amerika kıtasının dışına yönelmesi,
• SSCB’nin komünist rejimini tehdit olarak gören Batılı ülkelerde, SSCB’ye karşı koyabilecek gücün ABD olabileceği düşüncesi hâkim olması,
• II. Dünya Savaşı sonrasında uluslararası ilişkilerde Avrupa’nın dışında da önemli stratejik merkezlerin (Latin Amerika, Asya, Afrika gibi) ortaya çıkması ABD’yi bu merkezlerle ilgilenmeye yönelmesi,
SSCB (Doğu Bloku)
• 1917 İhtilali sonrasında göreli güçsüzlük ilkesinin içine kapattığı SSCB, savaştan iki büyük devletten biri olarak çıkması,
• SSCB, savaş sonrası proleter (emekçi) ihtilal için dünya genelinde bir çabanın içine girmesi,
• II. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin Avrupa’ya ciddi miktarda kuvvet yığması,
• II. Dünya Savaşı sonrasında havacılık alanında (uzay, uçak, füze gibi) iki devlet (ABD-SSCB) ön plana çıkması,
• II. Dünya Savaşı’ndan önce dünya siyasetine yön veren İngiltere ile Fransa’nın zayıflaması ve Almanya, İtalya, Japonya gibi ülkelerin yenilmesi dünya liderliğini iki devlete (ABD-SSCB) bırakması,
• II. Dünya Savaşı sonrasında uluslararası üstünlüğü belirleyen argümanlardan biri olan ekonomik gelişmişlik, yeterliliğe sahip iki devletin (ABD-SSCB) ön plana çıkması,
İki kutuplu hâle gelen dünyada bloklar tarafından siyasi ve ekonomik adımlar atılarak bloklar arası gerginlikler artmıştır.
İki kutuplu hâle gelen dünyada bloklar tarafından atılan siyasi ve ekonomik adımlar şunlardır:
Batı Bloku’nda ABD Liderliğinde Atılan Siyasi ve Ekonomik Adımlar
Truman Doktrini (1947)
• Amaç, komünist tehdide karşı yardıma muhtaç devletlere ekonomik ve askerî yardımda bulunarak komünizmin yayılmasını engellemekti.
Marshall Planı (1947)
• ABD Dışişleri Bakanı George Marshall’ın (Corc Marşal) 1947’de hazırladığı plana göre aralarında Türkiye’nin de olduğu 16 Avrupa devleti, kendi içinde bir ekonomik plan hazırlayıp uygulayacak, eksik kalan alanlarda ABD bu devletlere yardımda bulunacaktır.
Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) (1957)
• Avrupa’da mal, iş gücü, hizmet ve sermayenin serbest dolaştığı bir ortak pazarın kurulmasını ve sonrasında siyasi birliğin sağlanmasını amaçlayan birliktir. Birliğin adı 1992’de Avrupa Birliği olarak değiştirilmiştir.
NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü-1949)
• SSCB ve komünizmin Avrupa’daki yayılışını engellemek için ABD öncülüğünde savunma amaçlı kurulan birliktir.
Doğu Bloku’nda SSCB Liderliğinde Atılan Siyasi ve Ekonomik Adımlar
Kominform (1947)
• SSCB, uydu ülkeleriyle bağını güçlendirmek ve ABD’nin ortaya koyduğu Truman Doktrini ve Marshall Planı ile mücadele etmek amacıyla Kominformu kurdu.
Molotof Planı (1947)
• ABD’nin Marshall Planı’nı uygulamaya koymasıyla Sovyet karşıtı Avrupa ülkelerinde mali alanda bir iyileşme yaşandı. Bu gelişmeler üzerine SSCB, Molotof Planı’nı uygulamaya koyarak COMECON ülkelerine ekonomik yardımda bulundu ve üye ülkeler arasında ticaretin geliştirilmesini sağlamaya çalıştı.
COMECON (1949)
• SSCB, ABD’nin Marshall Planı’na karşı komünist ülkelerin ekonomik dayanışmasını sağlamak için COMECON’u kurdu.
Varşova Paktı (1955)
• SSCB, komünizme karşı en ciddi cepheyi oluşturan NATO’nun etkinliği ve silahlı gücünü tehdit olarak gördü ve Varşova Paktını kurdu.
3.1.2. Berlin Buhranı
-1948’de on altı Avrupa devletinin bir araya gelmesiyle Avrupa İktisadi İş Birliği Teşkilatı ve yine aynı yıl içerisinde altı Avrupa devletinin katılımıyla Batı Avrupa Birliği kuruldu.
-1949’da NATO kuruldu.
-1948 yılının en önemli çekişme konusu Berlin oldu.
-Almanya’nın tamamı gibi Berlin de dört ayrı işgal bölgesine ayrıldı.
-İngiltere, Fransa ve ABD kendilerine düşen bölgelerde gerçek bir demokrasi için önemli adımlar attı. Doğu Almanya ve Doğu Berlin bu gelişmelerin gölgesinde kaldı.
-Doğu Almanya topraklarında kalan Berlin’e, SSCB işgal bölgesinden geçilerek gidiliyordu. Bu durum diğer ülkeleri memnun etse de SSCB’yi rahatsız ediyordu.
-ABD ve İngiltere kendilerine düşen Alman topraklarını birleştirerek bu topraklara Bizonia (Bizonya) adını verdi.
-Fransa’nın kendine düşen kısmı bu birliğe katmasıyla birliğin adı Trizonia (Trizonya) oldu.
-Bu birleşmeden rahatsız olan SSCB, Batı Berlin’e kara yolu geçişlerini engelledi.
-Berlin Buhranı bazen müzakere bazen de tartışma ortamında bir süre devam etti.
-Almanya’yı bölerek hata yaptığını anlayan İngiltere, Fransa ve ABD yönetimleri, 23 Mayıs 1949’da Federal Almanya Cumhuriyeti (Batı Almanya) adıyla demokratik ve bağımsız bir devletin kurulmasını sağladı.
-SSCB, kendisine kalan bölgede Ekim 1949’da Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ni (Doğu Almanya) kurdu.
-Kasım 1949’da aynı durumu Berlin şehrinde de uygulamaya koyarak komünist belediye meclisini oluşturdu.
-Batı Berlin’de de farklı bir yapılanmaya gidildi. Böylece Berlin şehri resmen bölünmüş oldu. Böylece II. Dünya Savaşı’nda oluşan Müttefik Blok’un çöktüğünün ve dünyanın Doğu-Batı olarak ikiye ayrıldığının en bariz göstergeleri oldu.
3.1.3. Avrupa Birliği
-Avrupa; 20. yüzyılda iki dünya savaşını, bu savaşlarda milyonlarca Avrupalının öldürülmesini, iktidarların düşmanlıklarını, marjinal rejimlerin yayılmasını ve büyük ekonomik krizi kapsayan felaketleri yaşadı.
-Bütün bu acı tecrübeleri yaşamış savaş sonrası kuşağın önde gelen Avrupalı siyasetçileri, birbirlerinin siyasal tercihlerini bir kenara bırakarak iş birliği yoluna gittiler.
-Alman Konrad Adenauer (Konrad Adenaver), Fransız Robert Schuman (Robert Şumen) ve Belçikalı Paul Henri Spaak (Pol Henri Sıpaak) farklı ulusal amaçları olsa da daha güvenli bir Avrupa meydana getirmek için birlikte çalıştılar.
-Ortak amaçları 1918’de kimsenin başaramadığı görevi üstlenmekti.
-Versay Antlaşması’nın doğurduğu olumsuz koşullar; 1929’daki ekonomik çöküşün, Nasyonal Sosyalist Partinin iktidara gelmesinin ve II. Dünya Savaşı’nın sebebi olarak görülüyordu.
-Yapılacak iş birliği ile Avrupa, savaş sonrası dönemin iki süper gücü karşısında üçüncü güç olarak ortaya çıkabilirdi.
-Bu süreç kömür ve çelik sanayilerini bütünleştirme ile başladı.
-1950’de Schuman Planı ile Kömür ve Çelik Birliği kuruldu.
-Fransa ile Almanya arasındaki ilişkilerde de gelişmeler yaşandı.
-Fransa, Batı Almanya, İtalya ve Benelüks ülkeleri (Belçika, Hollanda, Lüksemburg) 1951’de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu (AKÇT) kuran Paris Antlaşması’nı imzaladı.
-1957’de Roma Antlaşması’nı imzalandı ve Avrupa Ekonomik Topluluğunu (AET) ve 1967’ye kadar ayrı bir örgüt olarak işlev gören Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu kurdu.
-1967 Brüksel Antlaşması ile üç örgüt Avrupa Topluluğu (AT) adı altında birleştirildi.
-1992 Maastricht (Mastrikt) Antlaşması ile örgütün adı Avrupa Birliği (AB) olarak değiştirildi
-Türkiye AB’ye 1959’da üyelik için resmen başvurdu.
-1963 Ankara Antlaşması’nı ve 1973 Katma Protokolü’nü imzaladı.
-1987’de tam üyelik başvurusunda bulundu.
-1996’da Gümrük Birliğine dâhil oldu.
-Türkiye, 1999 Helsinki Zirvesi ve 2005 tam üyelik müzakerelerine rağmen AB’ye alınmadı.