- Katılım
- 14 Şub 2021
- Mesajlar
- 3,604
- Tepkime puanı
- 16,799
- Tepkiler
- 15,336
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
3.3.SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ’NDE DÜNYADA MEYDANA GELEN EKONOMİK, SOSYOKÜLTÜREL VE BİLİMSEL GELİŞMELER
3.3.1. İş Hayatında Kadınlar
-Kadınlar ilk kez Sanayi Devrimi ile bir ücret karşılığı çalışmaya başladı.
-Kadınların iş hayatına katılmasında ekonomik nedenlerin etkisi büyüktür.
-I.Dünya Savaşı’nda çalışma hayatında kadın iş gücü daha da arttı.
-Erkeklerin savaşa gitmesiyle boşalan istihdam alanlarında kadınlar görev almaya başladı.
-II. Dünya Savaşı’yla kadının üretimdeki rolü ön plana çıktı.
-1960’lı yıllarda düşünce yapısında değişimler yaşanmaya başladı. Bu dönemde pek çok kadın hareketi doğdu.
-Eğitim düzeyi artan kadınlar, siyasal ve sendikal mücadelede aktif rol oynayıp cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılığa karşı çıktılar.
3.3.2. ABD Ekonomik Politikalarının Para Piyasalarına Etkileri
-1945 yılından sonra iki kutuplu olarak şekillenen dünyada Avrupa sanayisi âdeta yok oldu, yaklaşık 15 yıl süresince ABD’ye kaçan sermaye, kapitalizmin merkezini Londra’dan New York’a taşıdı.
- ABD’de ekonomik, askerî, teknolojik ve bilimsel gelişmeler yaşanarak çok büyük bir zenginlik ortaya çıktı.
-1944 yılında yapılan görüşmeler sonucunda ABD ve İngiltere’nin öncülüğünde uluslararası para sistemi olarak Bretton Woods (Bırettın Vuds) sistemi kuruldu.
-ABD’nin Washington kentinde Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası kuruldu.
-Yeni oluşturulan uluslararası para sistemi ile dolar altına, diğer ülke paraları ise dolara göre sabitlendi. Bu şekilde ABD doları dünyada temel para birimi hâline geldi.
-II. Dünya Savaşı sırasında Avrupa ülkelerinin sermayelerinde büyük kayıplar oldu, üretim güçleri düştü ve altın stokları eridi.
3.3.3. Kentleşmenin Ortaya Çıkardığı Sorunlar
-Soğuk Savaş Dönemi’nin en belirgin toplumsal gelişmesi olarak nitelendirilebilecek etmenlerden biri, dünyanın her yerinde görülen hızlı nüfus artışıydı.
-Hastalıkların önlenmesi ve sağlık hizmetlerinin gelişmesi ortalama yaşam süresini olabildiğince artırdı.
-Soğuk Savaş Dönemi’nde ekonomi, ulaşım, haberleşme ve teknolojideki hızlı gelişmelerle bilgi ve enformasyon çağına girildi.
-Ekonomi ve ticarette globalleşme devri başladı.
-Batı şehirlerinde nüfus artışları yaşandı.
-Şehir merkezlerini güvenli bulmayan zengin kesimler müstakil evlerin bulunduğu banliyölere (yörekent) yöneldiler.
-II. Dünya Savaşı sonrası otomobil, toplumun banliyölere yerleşmesini kolaylaştırarak banliyölerin gelişmesinde önemli rol oynadı ve metropoller ortaya çıktı.
-Şehirlerin fiziki yapısını değiştiren otomobiller toplumda yeni bir kültürün doğmasını sağladı. -Kentleşme ile geleneksel insan ilişkileri tamamen farklılaştı.
3.3.4. Sanatın Kitleler Üzerindeki Etkisi
Müzik
-1960’ların ABD’sinde nüfusun neredeyse yarısı henüz 25 yaşında değildi.
-Ailevi sorumluluğu olmayan, gelecek için endişe taşımayan bu gençler dünyayı sorgulamaya başladılar.
-Tepkiler ilk olarak Beatniks (Bitniks) grubuyla ortaya çıkmaya başladı.
-Beatniks grubu ailelerin reddettiği her şeyi benimsedi.
-Amerikan hayat tarzını reddeden bu grup daha ziyade siyahilerin yaptığı müzikten esinlenmiş yeni bir müziği, rock and rollu (rakınrol) oluşturdu.
-1956-1958 yılları arasında eserleri yorumlayış tarzıyla Elvis Presley , bazıları tarafından putlaştırılırken bazıları tarafından gençliği bozmakla suçlandı.
-Beatniks grubundan sonra 1963’e doğru hippi hareketi doğdu.
-Barışa ve şiddet karşıtlığına dayanan bu hareket, düşüncelerini aktarmada müziği bir araç olarak kullandı.
Sinema
-1960’lı yıllar boyunca Amerika’da yaşanan toplumsal çalkantı ve buna karşı geliştirilmiş olan değişim arzusu sinema alanında da karşılığını buldu.
-1960’larla birlikte ABD’nin Vietnam’daki direniş karşısında başarısız olması, siyahilerin yurttaşlık haklarıyla ilgili sürdürdükleri mücadele, kadınların feminist harekete katılımlarında görülen artış, gençlik ve sol hareketler tüm dünyada olduğu gibi Amerika’da da etkili oldu.
-Gençliğin başkaldırarak sokaklara dökülmesiyle gelişen bu hareketler tüm topluma yayıldı.
-Amerikan ideolojisine karşı bir duruş gelişti.
-Bu filmler arasında Arthur Penn’den (Artur Pen) “Küçük Dev Adam” , Robert Altman’dan (Rabırt Eltmın) “Cephede Eğlence” ve “Mc Cabe and Mrs. Miller” (Mek Keyb end Misıs Milır), Mike Nichols’dan (Mayk Nikols) “Aşk Mevsimi” önemli bir yere sahiptir.
-1971’den itibaren Amerikan sinemasında muhafazakâr yönetmenler geleneksel, toplumsal kurumların ve değerlerin yeniden inşası noktasında önemli görevler üstlenmişlerdir.
Resim
-II. Dünya Savaşı sonrası New York, Paris’in elinden Batı sanatının başkenti unvanını aldı.
-Chagall (Şagıl), Ernst (Örnst), Lipehitz (Layfiz), Masson (Messin) gibi birçok tanınmış sanatçı Avrupa’dan Amerika’ya göç etti.
- Amerikalı sanatçılar gelenleri kabullenerek onların temsil ettiği sanat akımlarına dâhil oldular.
-1955-1965 yılları arasında etkisi görülen pop sanatının temsilcileri olan Roy Lichtenstein (Roy Liçestayn), Andy Warhol (Endi Varhol), Claes Oldenburg (Kıleys Oldınbörg) gibi sanatçılar şehirden etkilenen gerçekçi ve figüratif bir sanatı ortaya koydu.
-Bu akım halk kültüründen ve tüketim toplumundan beslenmekteydi.
-1960’lı yılların ortalarında Avrupa ve Amerika’da görülen op [optical (optikıl)] ve sinetik sanat, sezgi ile ortaya konan illüzyonların merkeze alındığı resimleri konu aldı.
3.3.5. Soğuk Savaş Dönemi’nde Spor Organizasyonları
-II. Dünya Savaşı sonrası birbirleri ile mücadele içerisinde olan iki süper güç (ABD-SSCB) çeşitli nedenlerle karşı karşıya geldi (Küba Füze Krizi, Berlin Buhranı).
-Bu iki süper gücün yarış içerisinde olduğu ve propaganda aracı olarak kullandığı alanlardan biri de spor karşılaşmaları oldu.
-Spor, iki blok arasındaki rekabetin savaşsız ortamda yaşanmasında önemli rol oynadı.
-Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler arasında Akdeniz Olimpiyatları yapılmaya başlandı (1951).
-1955-1956 sezonundan itibaren Avrupa Futbol Şampiyon Kulüpler Kupası (UEFA) düzenlenmeye başlandı.
-İki blokun olimpiyatlardaki başarıları kendi sistem, teknoloji ve destekçilerinin başarısı olarak görülmekteydi.
-Bu dönemdeki sportif mücadeleler devletlerin özel teşvikleri altında gerçekleşmekteydi.
-Olimpiyat felsefesi ile olimpiyat oyunları zaman zaman birbirine ters düştü.
-Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), 1948 Londra Olimpiyatları’nda savaş suçlusu olarak kabul ettiği Almanya ve Japonya’yı oyunlara kabul etmedi.
-Dünya barışını sağlamaya yönelik olarak ilk kez 1952 Helsinki Olimpiyatları’nda, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği oyunlara davet edildi.
-Zaman içerisinde spor, açıkça siyasal bir araç olarak kullanıldı.
3.3.6. Soğuk Savaş Dönemi’ndeki Bilimsel Gelişmeler
Nükleer Enerji
-II. Dünya Savaşı sonrası bilimsel alandaki büyük ilerlemelerde ABD’nin ağırlığı arttı.
-Teknik gelişmelerin temel alanlarından biri, siyasi ve sembolik öneminden dolayı nükleer enerji oldu. -Nükleer fizikten doğan bilgiden ilk önce askerî alanda yararlanıldı.
-Amerika ve SSCB, bu alanda nükleer silah yarışının içine girdi.
-Nükleer enerjinin sivil alanda kullanımı, elektrik üretimini sağladı.
-1973’te yaşanan petrol krizi Batılı ülkelerin nükleer enerjiye verdikleri önemi artırdı.
-Fransa, Belçika, İsviçre, Almanya gibi devletlerde nükleer enerjiye olan bağımlılık arttı.
-İngiltere, ilk genel ticari nükleer santralini Ekim 1956’da Calder Hall’de (Kaldır Hol) açtı.
-Fransa, 1956’da Bagnols-sur-Ceze’de (Benyöln sü sez) ilk nükleer elektrik santralini açtı.
-Almanya, 1956’da bir Atom Enerjisi Bakanlığı kurdu ve ilk reaktörünü 1962’de Bavyera’daki Kahl’da açtı.
-Nükleer enerji kapasitesindeki hızlı artış 1950’den 1980’e kadar Avrupa’ya damgasını vurdu.
Uzay
-Amerikan-Sovyet yarışının yaşandığı uzay çalışmaları iki hedefe yöneldi.
-Bilimsel özellik taşıyan ilk hedefe keşif ve tedbirler egemendi.
-İkinci hedef ise uyduların gözlem amaçlı olarak yörüngelere oturtulmasıydı.
-Başlangıçta askerî amaçlı kullanılan bu teknoloji daha sonra iletişim ve meteorolojide de kullanıldı.
-Ruslar 1957’de ilk yapay uydu olan Sputnik’i (yoldaş) yörüngeye yerleştirdi.
-Dört yıl sonra da Sovyet kozmonotlar, uzayda Dünya çevresinde tur attılar.
-Sovyetler, Sputnik’i propaganda aracı olarak kullanmakta gecikmedi.
-Yuri Gagarin, 1961’de Rus roketi Vostok 1 ile uzaya gitmeyi başaran ilk insan oldu.
-ABD’de Ekim 1958’de Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) kuruldu.
-Ruslara yetişme gayretindeki ABD’nin 1969’da Ay’a gönderdiği astronot Neil Armstrong (Neil Armsıtrong), Ay’a ayak basan ilk insan oldu.
-Armstrong Ay’a ilk ayak bastığında “Bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım...” diyerek olayın önemine dikkat çekti.
DNA
1950 ve 1960’larda özellikle moleküler biyoloji alanında önemli bilimsel atılımlar yapıldı.
-James Dewey Watson (Ceyms Devey Vatsın), Francis Crick (Françis Krik) ile DNA’nın ikili sarmal yapısı üzerine çalışmalar yaptı ve bu çalışmalarıyla 1962’de Nobel Ödülü’nü aldı.
-1973’te DNA’nın kimyasal yapısı çözülerek organik olayları kimyasal görünümlerine indirgeme yolundaki gelişmeler kaydedildi.
-Biyoteknolojide sağlanan gelişmeler de tıbbi ve tarımsal yatırımların başlıca alanı oldu.
3.3.1. İş Hayatında Kadınlar
-Kadınlar ilk kez Sanayi Devrimi ile bir ücret karşılığı çalışmaya başladı.
-Kadınların iş hayatına katılmasında ekonomik nedenlerin etkisi büyüktür.
-I.Dünya Savaşı’nda çalışma hayatında kadın iş gücü daha da arttı.
-Erkeklerin savaşa gitmesiyle boşalan istihdam alanlarında kadınlar görev almaya başladı.
-II. Dünya Savaşı’yla kadının üretimdeki rolü ön plana çıktı.
-1960’lı yıllarda düşünce yapısında değişimler yaşanmaya başladı. Bu dönemde pek çok kadın hareketi doğdu.
-Eğitim düzeyi artan kadınlar, siyasal ve sendikal mücadelede aktif rol oynayıp cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılığa karşı çıktılar.
3.3.2. ABD Ekonomik Politikalarının Para Piyasalarına Etkileri
-1945 yılından sonra iki kutuplu olarak şekillenen dünyada Avrupa sanayisi âdeta yok oldu, yaklaşık 15 yıl süresince ABD’ye kaçan sermaye, kapitalizmin merkezini Londra’dan New York’a taşıdı.
- ABD’de ekonomik, askerî, teknolojik ve bilimsel gelişmeler yaşanarak çok büyük bir zenginlik ortaya çıktı.
-1944 yılında yapılan görüşmeler sonucunda ABD ve İngiltere’nin öncülüğünde uluslararası para sistemi olarak Bretton Woods (Bırettın Vuds) sistemi kuruldu.
-ABD’nin Washington kentinde Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası kuruldu.
-Yeni oluşturulan uluslararası para sistemi ile dolar altına, diğer ülke paraları ise dolara göre sabitlendi. Bu şekilde ABD doları dünyada temel para birimi hâline geldi.
-II. Dünya Savaşı sırasında Avrupa ülkelerinin sermayelerinde büyük kayıplar oldu, üretim güçleri düştü ve altın stokları eridi.
3.3.3. Kentleşmenin Ortaya Çıkardığı Sorunlar
-Soğuk Savaş Dönemi’nin en belirgin toplumsal gelişmesi olarak nitelendirilebilecek etmenlerden biri, dünyanın her yerinde görülen hızlı nüfus artışıydı.
-Hastalıkların önlenmesi ve sağlık hizmetlerinin gelişmesi ortalama yaşam süresini olabildiğince artırdı.
-Soğuk Savaş Dönemi’nde ekonomi, ulaşım, haberleşme ve teknolojideki hızlı gelişmelerle bilgi ve enformasyon çağına girildi.
-Ekonomi ve ticarette globalleşme devri başladı.
-Batı şehirlerinde nüfus artışları yaşandı.
-Şehir merkezlerini güvenli bulmayan zengin kesimler müstakil evlerin bulunduğu banliyölere (yörekent) yöneldiler.
-II. Dünya Savaşı sonrası otomobil, toplumun banliyölere yerleşmesini kolaylaştırarak banliyölerin gelişmesinde önemli rol oynadı ve metropoller ortaya çıktı.
-Şehirlerin fiziki yapısını değiştiren otomobiller toplumda yeni bir kültürün doğmasını sağladı. -Kentleşme ile geleneksel insan ilişkileri tamamen farklılaştı.
3.3.4. Sanatın Kitleler Üzerindeki Etkisi
Müzik
-1960’ların ABD’sinde nüfusun neredeyse yarısı henüz 25 yaşında değildi.
-Ailevi sorumluluğu olmayan, gelecek için endişe taşımayan bu gençler dünyayı sorgulamaya başladılar.
-Tepkiler ilk olarak Beatniks (Bitniks) grubuyla ortaya çıkmaya başladı.
-Beatniks grubu ailelerin reddettiği her şeyi benimsedi.
-Amerikan hayat tarzını reddeden bu grup daha ziyade siyahilerin yaptığı müzikten esinlenmiş yeni bir müziği, rock and rollu (rakınrol) oluşturdu.
-1956-1958 yılları arasında eserleri yorumlayış tarzıyla Elvis Presley , bazıları tarafından putlaştırılırken bazıları tarafından gençliği bozmakla suçlandı.
-Beatniks grubundan sonra 1963’e doğru hippi hareketi doğdu.
-Barışa ve şiddet karşıtlığına dayanan bu hareket, düşüncelerini aktarmada müziği bir araç olarak kullandı.
Sinema
-1960’lı yıllar boyunca Amerika’da yaşanan toplumsal çalkantı ve buna karşı geliştirilmiş olan değişim arzusu sinema alanında da karşılığını buldu.
-1960’larla birlikte ABD’nin Vietnam’daki direniş karşısında başarısız olması, siyahilerin yurttaşlık haklarıyla ilgili sürdürdükleri mücadele, kadınların feminist harekete katılımlarında görülen artış, gençlik ve sol hareketler tüm dünyada olduğu gibi Amerika’da da etkili oldu.
-Gençliğin başkaldırarak sokaklara dökülmesiyle gelişen bu hareketler tüm topluma yayıldı.
-Amerikan ideolojisine karşı bir duruş gelişti.
-Bu filmler arasında Arthur Penn’den (Artur Pen) “Küçük Dev Adam” , Robert Altman’dan (Rabırt Eltmın) “Cephede Eğlence” ve “Mc Cabe and Mrs. Miller” (Mek Keyb end Misıs Milır), Mike Nichols’dan (Mayk Nikols) “Aşk Mevsimi” önemli bir yere sahiptir.
-1971’den itibaren Amerikan sinemasında muhafazakâr yönetmenler geleneksel, toplumsal kurumların ve değerlerin yeniden inşası noktasında önemli görevler üstlenmişlerdir.
Resim
-II. Dünya Savaşı sonrası New York, Paris’in elinden Batı sanatının başkenti unvanını aldı.
-Chagall (Şagıl), Ernst (Örnst), Lipehitz (Layfiz), Masson (Messin) gibi birçok tanınmış sanatçı Avrupa’dan Amerika’ya göç etti.
- Amerikalı sanatçılar gelenleri kabullenerek onların temsil ettiği sanat akımlarına dâhil oldular.
-1955-1965 yılları arasında etkisi görülen pop sanatının temsilcileri olan Roy Lichtenstein (Roy Liçestayn), Andy Warhol (Endi Varhol), Claes Oldenburg (Kıleys Oldınbörg) gibi sanatçılar şehirden etkilenen gerçekçi ve figüratif bir sanatı ortaya koydu.
-Bu akım halk kültüründen ve tüketim toplumundan beslenmekteydi.
-1960’lı yılların ortalarında Avrupa ve Amerika’da görülen op [optical (optikıl)] ve sinetik sanat, sezgi ile ortaya konan illüzyonların merkeze alındığı resimleri konu aldı.
3.3.5. Soğuk Savaş Dönemi’nde Spor Organizasyonları
-II. Dünya Savaşı sonrası birbirleri ile mücadele içerisinde olan iki süper güç (ABD-SSCB) çeşitli nedenlerle karşı karşıya geldi (Küba Füze Krizi, Berlin Buhranı).
-Bu iki süper gücün yarış içerisinde olduğu ve propaganda aracı olarak kullandığı alanlardan biri de spor karşılaşmaları oldu.
-Spor, iki blok arasındaki rekabetin savaşsız ortamda yaşanmasında önemli rol oynadı.
-Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler arasında Akdeniz Olimpiyatları yapılmaya başlandı (1951).
-1955-1956 sezonundan itibaren Avrupa Futbol Şampiyon Kulüpler Kupası (UEFA) düzenlenmeye başlandı.
-İki blokun olimpiyatlardaki başarıları kendi sistem, teknoloji ve destekçilerinin başarısı olarak görülmekteydi.
-Bu dönemdeki sportif mücadeleler devletlerin özel teşvikleri altında gerçekleşmekteydi.
-Olimpiyat felsefesi ile olimpiyat oyunları zaman zaman birbirine ters düştü.
-Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), 1948 Londra Olimpiyatları’nda savaş suçlusu olarak kabul ettiği Almanya ve Japonya’yı oyunlara kabul etmedi.
-Dünya barışını sağlamaya yönelik olarak ilk kez 1952 Helsinki Olimpiyatları’nda, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği oyunlara davet edildi.
-Zaman içerisinde spor, açıkça siyasal bir araç olarak kullanıldı.
3.3.6. Soğuk Savaş Dönemi’ndeki Bilimsel Gelişmeler
Nükleer Enerji
-II. Dünya Savaşı sonrası bilimsel alandaki büyük ilerlemelerde ABD’nin ağırlığı arttı.
-Teknik gelişmelerin temel alanlarından biri, siyasi ve sembolik öneminden dolayı nükleer enerji oldu. -Nükleer fizikten doğan bilgiden ilk önce askerî alanda yararlanıldı.
-Amerika ve SSCB, bu alanda nükleer silah yarışının içine girdi.
-Nükleer enerjinin sivil alanda kullanımı, elektrik üretimini sağladı.
-1973’te yaşanan petrol krizi Batılı ülkelerin nükleer enerjiye verdikleri önemi artırdı.
-Fransa, Belçika, İsviçre, Almanya gibi devletlerde nükleer enerjiye olan bağımlılık arttı.
-İngiltere, ilk genel ticari nükleer santralini Ekim 1956’da Calder Hall’de (Kaldır Hol) açtı.
-Fransa, 1956’da Bagnols-sur-Ceze’de (Benyöln sü sez) ilk nükleer elektrik santralini açtı.
-Almanya, 1956’da bir Atom Enerjisi Bakanlığı kurdu ve ilk reaktörünü 1962’de Bavyera’daki Kahl’da açtı.
-Nükleer enerji kapasitesindeki hızlı artış 1950’den 1980’e kadar Avrupa’ya damgasını vurdu.
Uzay
-Amerikan-Sovyet yarışının yaşandığı uzay çalışmaları iki hedefe yöneldi.
-Bilimsel özellik taşıyan ilk hedefe keşif ve tedbirler egemendi.
-İkinci hedef ise uyduların gözlem amaçlı olarak yörüngelere oturtulmasıydı.
-Başlangıçta askerî amaçlı kullanılan bu teknoloji daha sonra iletişim ve meteorolojide de kullanıldı.
-Ruslar 1957’de ilk yapay uydu olan Sputnik’i (yoldaş) yörüngeye yerleştirdi.
-Dört yıl sonra da Sovyet kozmonotlar, uzayda Dünya çevresinde tur attılar.
-Sovyetler, Sputnik’i propaganda aracı olarak kullanmakta gecikmedi.
-Yuri Gagarin, 1961’de Rus roketi Vostok 1 ile uzaya gitmeyi başaran ilk insan oldu.
-ABD’de Ekim 1958’de Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) kuruldu.
-Ruslara yetişme gayretindeki ABD’nin 1969’da Ay’a gönderdiği astronot Neil Armstrong (Neil Armsıtrong), Ay’a ayak basan ilk insan oldu.
-Armstrong Ay’a ilk ayak bastığında “Bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım...” diyerek olayın önemine dikkat çekti.
DNA
1950 ve 1960’larda özellikle moleküler biyoloji alanında önemli bilimsel atılımlar yapıldı.
-James Dewey Watson (Ceyms Devey Vatsın), Francis Crick (Françis Krik) ile DNA’nın ikili sarmal yapısı üzerine çalışmalar yaptı ve bu çalışmalarıyla 1962’de Nobel Ödülü’nü aldı.
-1973’te DNA’nın kimyasal yapısı çözülerek organik olayları kimyasal görünümlerine indirgeme yolundaki gelişmeler kaydedildi.
-Biyoteknolojide sağlanan gelişmeler de tıbbi ve tarımsal yatırımların başlıca alanı oldu.