Hüseyin Ayvansarâyî'nin (ö. 1201/1787) XVIII. yüzyıl sonlarına kadar İstanbul'da mevcut cami, tekke ve zâviyeler hakkında bilgi veren Hadîkat’ül Cevâmi isimli eserinde nakledilen Mustafa Rakım Efendi’ye ait ta’lik hattıyla yazılan kitabenin son mısrasının ebced hesabında belirttiğine göre 1241 (M. 1826) yılında yapılan camii İstanbul'un en güzel silüetlerinden birine sahipti.
Camii hakında bilgiyi ve güzel resimleri aşağıda linklere havale ederek iki resim paylaşıyorum. Ayrıca camii hakkında yazılan şiir de resmin hemen altında mevcuttur.
Topdan Tophâne’yi âbâd kıldı pâdişâh
Mısrâ’ ıyle eylemişdim vasf-ı âsâr-ı behîn
Câmi’i kalmışdı ancak anı da tekmîl idüb
Secde-i şükr itdi Mevlâ’ya cünûd-ı müslimîn
Görmedik mislin bi-Rabbi’l-Ka’be bu nev câmi’in
İşite işite dünyâ âsâr-ı selâtîn-i güzîn
Varsa çarhın beyt-i ma’mûrı bu da sânîsidir
Ba’d-ezin eflâke fahr itse nola rû-yı zemîn
Eyledi mihrâbına çâk-i girîbân âsumân
Oldı mânend-i şefîk ol matla’-ı nûr-ı mübîn
Minber oldu arş-ı Rahmâna mu’alla nerdbân
Gelse şâyândır hitâber itmeğe Rûhü’l- emin
Oldı her bir zerkârî birer mihr-i felek
Ziynet kürsîsidir reşk-i sipihr-i çârümîn
İki serv-i bâğ-ı dîn oldı minâreyn-i bülend
Ser-nigûn-i reşkidir tûbâ-yı Firdevs-i berîn
Câmi’i Nusret ola nâmı bu vâlâ ma’bedin
Eyleye bânîsini mansûr Rabbü’l- âlemîn
Haşredek dergâhını zâtıyle Mevlâ eylesün
Kıble-i ikmâl-i âlem muktedâ-yı ehl-i dîn
Vaktini hayr ü gazâya sarfdan dûr olmadı
Kışlada bu ma’bedinden fark ider ehl-i yakîn
İzzet ol beyt-i Hudâ’nın söyledim târihini
Câmi’-i Mahmûd Hân oldı mutâf-ı mü’minîn
Geniş bilgi için bkz.
Camii hakında bilgiyi ve güzel resimleri aşağıda linklere havale ederek iki resim paylaşıyorum. Ayrıca camii hakkında yazılan şiir de resmin hemen altında mevcuttur.
Topdan Tophâne’yi âbâd kıldı pâdişâh
Mısrâ’ ıyle eylemişdim vasf-ı âsâr-ı behîn
Câmi’i kalmışdı ancak anı da tekmîl idüb
Secde-i şükr itdi Mevlâ’ya cünûd-ı müslimîn
Görmedik mislin bi-Rabbi’l-Ka’be bu nev câmi’in
İşite işite dünyâ âsâr-ı selâtîn-i güzîn
Varsa çarhın beyt-i ma’mûrı bu da sânîsidir
Ba’d-ezin eflâke fahr itse nola rû-yı zemîn
Eyledi mihrâbına çâk-i girîbân âsumân
Oldı mânend-i şefîk ol matla’-ı nûr-ı mübîn
Minber oldu arş-ı Rahmâna mu’alla nerdbân
Gelse şâyândır hitâber itmeğe Rûhü’l- emin
Oldı her bir zerkârî birer mihr-i felek
Ziynet kürsîsidir reşk-i sipihr-i çârümîn
İki serv-i bâğ-ı dîn oldı minâreyn-i bülend
Ser-nigûn-i reşkidir tûbâ-yı Firdevs-i berîn
Câmi’i Nusret ola nâmı bu vâlâ ma’bedin
Eyleye bânîsini mansûr Rabbü’l- âlemîn
Haşredek dergâhını zâtıyle Mevlâ eylesün
Kıble-i ikmâl-i âlem muktedâ-yı ehl-i dîn
Vaktini hayr ü gazâya sarfdan dûr olmadı
Kışlada bu ma’bedinden fark ider ehl-i yakîn
İzzet ol beyt-i Hudâ’nın söyledim târihini
Câmi’-i Mahmûd Hân oldı mutâf-ı mü’minîn
Geniş bilgi için bkz.
NUSRETİYE CAMİİ - TDV İslâm Ansiklopedisi
İstanbul’da Tophane’de II. Mahmud tarafından yaptırılan selâtin camii.
islamansiklopedisi.org.tr