Ziggurat

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 1
  • Görüntüleme 1K
  • Etiketler
    ziggurat
  • Cevaplar: 1 Görüntüleme: 1K

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
540
Mesajlar
4,040
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
ZİGGURAT


Piramit biçiminde çok katlı tapınak.


İ.Ö. 2200-500 yılları arasında görülen Zigguratlar, antik Mezopotamya'nın büyük kentlerinin karakteristik mimarî ve dinî yapılarıdır. Genellikle içi kerpiç, dışı tuğladan ve odasız olarak yapılır. 50x50 m. kare ya da 70x50 m. dikdörtgen bir temele otururdu. Hiçbir tapınak günümüze tam olarak kalmadığından, yükseklikleri kesin olarak bilinememektedir. Ancak, Babil Zigguratı'nın yüksekliğinin 90 m. olduğu sanılır. Çıkışlar, dışarıdan merdiven ya da döner rampayla olurdu. Teraslar, ağaç, funda ve çiçeklerle yeşillendirilirdi. Günümüze dek en iyi korunmuş ziggurat Ur'dadır. Elam'daki Choga Zambil Zigguratı da, orijinal yüksekliğinin yarısı olduğu sanılan 24 m. yüksekliğiyle günümüze kalmıştır.
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Zigguratlar bởi Tarih Öğretmeni,
Zigguratlar

----------------------------------------------------------


Ziggurat, Mezapotamya'ya özgü bir terimdir. Tanrıdağı anlamındadır.

İlkçağ'da Sümerler, Keldanlılar, Babiller ve Asurlular tarafından yapılan, tabandan başlayarak tepeye doğru kat kat yükselen, giderek küçülen teraslardan oluşan, zirvesinde bir tapınak bulunan ve yanlarında bir merdiven sistemi yer alan kademeli bir kuledir. Üzeri açık ve dört köşelidirler.

Bu yapılar tarihi metinlerde Ziggurat, Zigura ve Ziggurak gibi çeşitli yazılışlarla görülür. Zigguratların ilk olarak Sümerlerce inşa edildiği düşünesi yaygındır. Mezopotamya halklarının en önemli faliyetleri, tapınakları Tanrı'ya ithaf etmeleridir. Sadece antropolojik değil, edebi içerikli kalıntılara dayanarak da Sümerler'den önce başlamak kaydıyla Mezapotamya düşünce tarzına aydınlık getiren tez şudur: Politik açıdan Sümerler'de şehir devleti sözkonusu idi ve her merkezin bir tanrısı olduğu gibi her tanrının da yeryüzünde kendini temsil eden bir hükümdarı vardı. Bu hükümdarın birinci görevi, Tanrı'nın evini inşa ettirmekti. Çünkü böylece Tanrı, onlardan hoşnut kalacak, bunun karşılığında da onların o bölgedeki yaşamlarını temin edecek suyu gönderecekti.

İşte Orta Asya'dan gelen bu kavimler, yüksek dağları tanrı makamı kabul etmişlerdi ve dağlık olmayan Mezopotamya Yöresi'ne gelince bu şekilde yüksek, yapay bir tepe meydana getirerek onu Tanrı'nın makamı ve tapınak yeri olarak nitelendirmişlerdir.

Yapay bir tepe görünümündeki zigguratların yapımına ilişkin inançlar tartışmalıdır. Örneğin gökyüzüyle yeri ayıran Hava Tanrısı Enlil'in büyük bir dağ olduğuna ilişkin inanışın ziggurat biçimini belirlediği öne sürülmektedir. Çok yıkık olmalarına rağmen mevcut kalıntı ve kabartmalar üzerinde çalışan bazı arkeologlar ise ova yerlilerinin dağda doğup doruklarda yaşadığına inandıkları tanrılar için bir "Tanrı Evi" inşa ederken dağa benzer bir yapıyı yeğlediklerini düşünmektedirler.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt