Vak'anüvis

VAK'ANÜVİS


Osmanlı İmparatorluğu'nda olayları kaydetmekle görevli devlet memuru.


Vak'anüvisler, Dıvanıhümayun'a bağlı reisülküttabın emrinde çalışırlardı. Osmanlı Devleti'nde olayların resmî devlet görevlilerine yazdırılması Fatih devrinde başlar. Bu ilk resmî tarihçilerin adı "şehnameci"ydi. Bunlar daha çok padişahın resmî ve özel hayatını yazmakla görevliydiler. Osmanlı resmî tarihçilerine "vak'anüvis" adının verilmesi 17. yüzyılda başladı. İlkin Abdurrahman Paşa, 1648-1684 yılları arasındaki olayları kapsayan ve "Vak'ayiname" adını verdiği bir tarih yazdı. Vak'anüvis adıyla atanan ilk resmî görevli de Mustafa Naima Efendi oldu (1699). "Naima Tarihi" adıyla bilinen "Revzatü'l-Hüseyn fi Hulâsat-i Ahbaril-Hafıkeyn"i (Doğu ve Batı Haberlerinin Özeti Hakkında Hüseyin'in Bahçesi) yazdı. Vak'anüvisler de kendilerinden önceki şehnameciler gibi daha çok resmî olayları, resmî görüşlere uygun olmasına dikkat ederek yazdılar. Ayrıca yangın, deprem, salgın hastalıklar gibi büyük toplumsal felâketlerden söz ettiler. Yazdıkları olayların büyük çoğunluğunun belgelerini (gizli olmaları nedeniyle) göremediklerinden, belgelere değil, tanıklara, söylentilere dayanıyorlardı. Pek azı, üstü kapalı da olsa gerçekleri söyleyebildi. Bunun yanında bu tarihlerin, Osmanlı divan edebiyatının gelişmesinde katkıları olduğu bir gerçektir. Her biri "üslûpçuluk" kaygısıyla yazılmış, tarih olduğu kadar sanat yapıtı niteliği taşımasına da özen gösterilmiş bu yapıtlar, divan nesrinin önde gelen örnekleri arasında yer almaktadır. Vak'anüvisler ve anlattıkları dönemler sırasıyla şunlardır: Rifat Efendi (müsveddelerini Raşit Efendi'ye devretti), Raşit Efendi (1661-1722); Çelebizade Asım Efendi (1722-1729); Sami Efendi (müsveddelerini Subhi Efendi'ye devretti), Şakir Efendi (müsveddelerini Subhi Efendi'ye devretti), Hıfzi Efendi, Subhi Efendi (1730-1743); Şefik Efendi (1743); Süleyman İzzî Efendi (1743-1752); Rahmi Efendi, Hakîm Efendi, Çeşmizade Mehmed Ubeydullah Efendi, Mehmed Said Efendi, Behçet Efendi, Vasıf Efendi (1753-1774); Süleyman Molla, Enveri Sadullah Efendi (1775-1779); Mehmed Edib Emin Efendi (1792); Halil Nuri Efendi (1794-1798); Pertev Efendi (müsveddeleri Asım Efendi'ye devredildi), Amir Efendi (müsveddeleri Asım Efendi'ye devredildi), Mütercim Asım Efendi (1788-1808), Şanizade Mehmed Ataullah Efendi (1808-1820); Mehmed Esad Efendi (1821-1824 ve Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması); Mehmed Recai Efendi, Nail Efendi, Cevdet Paşa (1773-1825); Ahmed Lütfi Efendi (1825-1848); Muallim Naci Efendi, Abdurrahman Şeref Efendi.
 
Son düzenleme:
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Vakanüvis (Vak'anüvis)

----------------------------------------------------------------

Zamânın olaylarını kayıtla vazifelendirilmiş resmî devlet târihçisi


Târihin lüzumu anlaşılıp, kendilerinden sonra gelen nesillere bir eser bırakmak arzusu doğunca târihî vak’alar bir memura tutturulmaya başlandı Bunlar ibret ve bilgi alınacak vesikalar olarak yeni nesillere bırakılmıştı Osmanlılarda önceleri şehnâmenüvis nâmıyla bilinen görevli memurlar sonradan vak’anüvis adını aldı

İlk vak’anüvis târihi 18 asırda tutulan Nâimâ Târihi’dir Son vak’anüvis târihiyse Lütfi Târihi’dir Osmanlıların son vak’anüvisi Abdurrahman Şeref Efendinin yazdığı târih basılmadığı için hangi târihten hangi târihe kadar hazırlandığı bilinmemektedir Resmî olarak ilk vak’anüvis Halebli Mustafa Nâimâ Efendidir Meşhur Nâimâ Târihi’ni Sadrâzam Amcazâde Hüseyin Paşanın emriyle yazmıştır Kendisinden önce yazılmış olan husûsî târihlerden de istifâde eden Nâimâ 1591-1659 yılları arasındaki olayları anlatarak mükemmel bir mîras bırakmıştır Bundan sonra Raşid, Küçük Çelebizâde Âsım, Sami, Şakir, Refet Hıfzı, Suphi, İzzî, Şefik, Rahmi, Hakim, Mehmed Said, Mûsâzâde Ubeydullah, Behçetî, Süleyman Molla, Enverî, Edib, Halil Nuri,Vâsıf, Pertev, Amir, Mütercim Âsım, ŞanizâdeAtaullah, Esad, Mehmed Recai Efendiler, Cevdet Paşa, Lütfi Efendi ve en son olarak Abdurrahman Şeref Bey sırasıyla vak’anüvis olmuşlardır Bunların içinde Nâimâ ile Cevdet Paşa bu görevi tam hakkıyle yerine getirmişlerdir İsimleri sayılan vak’anüvislerin kaydettikleri hâdiselere âit meydana gelen târihler: (1591-1659) Nâimâ, (1660-1727) Raşid, (1730-1743) Suphi, (1744-1751) İzzî, (1752-1773) Vasıf, (1774-1811) Cevdet, (1787-1807) Âsım, (1808-1817) Şanizâde, (1825-1876) Lütfi
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt