Konu Özeti Konu Anlatımı Tımar Sistemi

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
559
Mesajlar
4,059
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
3.2. TIMAR SİSTEMİ

-Osmanlı Devleti; fetih siyaseti sayesinde farklı ekonomik sistem ve çeşitli kültürlere sahip toplulukları da bünyesine katmıştır.

-Fethedilen yerlerin idaresi ve merkezî otoritenin bu bölgelerde de sağlanması için yeni bir sistem oluşturmuştur.

-Oluşturulan bu sistem hem merkezden uzak toprakların idaresini hem de toprağın işlenmesini sağlamıştır.

-Osmanlı Devleti daha önce de Büyük Selçuklu ve Memlûklular gibi devletler tarafından kullanılan toprak sistemini geliştirip tımar sistemini ortaya çıkarmıştır.

-Tımar; geçimleri veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memura, vergi toplama yetkisinin devredilmesi anlamına gelmektedir.

-Tımar sahiplerine ise “ehli tımar veya Tımarlı Sipahi” denilmektedir.

-Tımar sisteminin uygulanması ile vergilerin bir kısmı bölgedeki devlet görevlilerinin maaşlarını karşılamak için bırakılmış ve kalan kısmı hazineye aktarılmıştır.

-Tımar sisteminin uygulanmasında ilk aşama, fethedilen herhangi bir bölgenin tahririnin (yazılımı) yapılarak vergi gelirlerinin belirlenmesidir.

- Bu gelirler, farklı büyüklükte parçalara ayrılarak ilgili şahısların rütbe ve mevkilerine göre dirlik olarak verilmiştir.

-Tımar sistemi içerisinde yer alan bu dirlikler gelir durumuna göre has, zeamet ve tımar olarak üçe ayrılmıştır.

-Tımarlı Sipahiler, padişahın taşradaki temsilcileri olarak idari yöneticilik görev de yapmıştır.

Osmanlı Toplumunda Askerîler ve Reaya

-Osmanlı Devleti’nde idari sisteme bağlı olarak hem askerlik hizmeti yapan hem de memur statüsünde bulunan askerî sınıfı oluşmuştur.

-Askeri sınıfa mensup olan beylerbeyi, sancakbeyi, Tımarlı Sipahi gibi kişiler vergi vermez ve yaptıkları askerlik hizmetleri karşılığı bir yerin veya köyün vergisini toplama yetkisine sahip olurlardı.

-Vergi veren şehir, kasaba ve köy ahalisi ile konar-göçerlere ise “reaya” denirdi.

-Osmanlı Devleti’nde, askerî ve reaya ayrımı, tımar sisteminin siyasi ve ekonomik temellerine dayanmaktadır.

-Tımar sistemi içerisinde yer alan reayanın ve Tımarlı Sipahi’nin birtakım sorumlulukları bulunurdu.

-Osmanlı köylüsünün devlete ve sipahiye karşı görevlerinin sınırları kanunlarla belirlenmişti.

-Görevleri dışında reayanın karşılıksız çalıştırılması yasaktı.

-Köylü, kendisine tahsis edilen toprağı işlemek ve vergisini sipahiye ödemekle yükümlüydü. -Köylü, keyfî olarak tarlasını boş bırakamaz, çiftini, çubuğunu terk edip bir başka memlekete gidemezdi.

-Bu sistemin denetlenmesi kadıya aitti.

-Sipahi ile köylünün hak ve görevleri kanunnamelerle tespit edilmişti.

-Tımar topraklarının devlet mülkü olması nedeniyle miras bırakılması, satılması, kiraya verilmesi, vakfedilmesi ve bağışlanması yasaktı.

-Tımarlı Sipahilerin merkezî otoritenin aleyhine toprak ve mevki kazanmaları ve ayrı bir toprak aristokrasisi oluşturmaları önlenmişti.

-Tımarlı Sipahiler taşrada merkezî otoritenin temsilcisi olmuştu.

-Tımarlı Sipahi, vergi toplayarak hem kendini geçindirmek hem de tımarın büyüklüğüne göre cebelü adı verilen askeri yetiştirmek zorundaydı.

-Tımar sahipleri, savaş zamanında hazırladıkları cebelülerle birlikte sefere katılırdı.

-Seferlere katılmayan sipahilerin dirlikleri ellerinden alınırdı.

-Osmanlı Devleti’nde Tımarlı Sipahilerden başka yine eyalet askeri statüsünde akıncılar, deliler, yörükler, beşliler, yayalar ve müsellemler gibi yardımcı kuvvetler kullanılmıştır.



Yeniçeri Ocağı ve Tımarlı Sipahiler


-Osmanlı Devleti’nde askerî güç olarak eyalet askerleri ve yeniçeriler etkin bir şekilde kullanılmıştır.

-Merkezde Kapıkulu askerleri ile eyaletlerde Tımarlı Sipahilerden oluşan Osmanlı ordusu, XVI. yüzyılın sonlarına kadar dünyanın en mükemmel düzenli ordusudur.

-Askerî eğitim alarak yetiştirilen Tımarlı Sipahiler hem tarım ekonomisini hem de bölge halkının mal ve can güvenliğini korumuştur.

- Büyük çoğunluğu İstanbul’da bulunan yeniçeriler ise daha çocuk yaşta başlayan özel bir askerî eğitimle yetiştirilmiş seçkin askerlerden oluşmuştur.

-Asayiş ve güvenliği sağlamak için birinci derecede sorumlu olan yeniçeriler ve Tımarlı Sipahiler, sahip oldukları askerî, hukuki, idari görev ve yetkileri ile merkezî devletin otoritesini temsil etmiştir.

- Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde devşirme kökenli askerî sınıf, merkezî otoritenin kurulmasında etkili olmuştur.

- Bu otorite kurulurken devşirme kökenli yeniçeriler ve yöneticiler, Tımarlı Sipahilere karşı bir denge unsuru oluşturmuştur.

- Osmanlılar, bu askerî gruplardan herhangi birisinin imtiyazlı ve güçlü bir sınıf hâline gelmesine izin vermemiştir.
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt