Sakarya Savaşı (23 Ağustos - 13 Eylül 1921)

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 738
Sakarya Savaşı (23 Ağustos - 13 Eylül 1921)

XIII. Konstantin ünvanıyla tahta çıkan Yunan Kralı, böylece kendisinin Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi sırasında ölen XII. Konstantin’in halefi olduğuna ve Megalo-İdea’yı gerçekleştireceğine inanmaktaydı. Bu amaçla İzmir’e gelen Kral Konstantin’in kumandasındaki Yunan saldırısına İngiltere’de destek vermekteydi. Konstantin’in l5 Ağustos 1921’de ordusuna “Ankara”ya emrini verdikten bir gün sonra Lloyd George, Avam Kamarasında şunları dile getirmekteydi:

“Türk ayaklanmasını bastırmak için Anadolu’nun dağlık bölgelerine kadar İngiliz orduları gönderilemeyeceğine göre İngiltere’nin önünde tek bir şık vardır, o da her iki tarafı sonuna kadar vuruşturmaktır”.

İngiliz desteğini de arkasına alan Yunun ordusu 23 Ağustos 1921’de Haymana’dan genel taarruza geçti. Eskişehir, Kütahya, Afyon’u kaybettikten sonra Sakarya sağına kadar çekilmiş olan Türk ordusunu tamamen imha etmek maksadıyla bütün güçlerini cepheye sevk eden Yunanlıların silah ve cephanesi, Mustafa Kemal komutasındaki ordumuzdan kat kat fazla idi.

Bir karşılaştırma yaparsak Yunan ordusunun 88.000 tüfek, 7000 makineli, 300 top, 1300 kılıç ve 15ğ20 uçağına karşılık, Türk ordusunun elinde 40.000 tüfek, 700 makineli, 177 top ve 2 uçak mevcuttu.

Bu savaşta Türk insanı çok büyük fedakarlıklar yapmıştır.. General Kâzım Özalp bu konuda şunları yazmaktadır:

“...Düşmanı takip edecek ordunun erzak ve cephane kollarına katılmak için günlerce uzak mesafeden yola çıkan kağnı arabaları, ayakları çıplak, kucağında küçük çocukları bulunan Türk kadınları ve genç kızlar tarafından cephelere getiriliyordu. Ankara’da hastahanelerde bulunan ve büyük dikkat ile tedavi edilen yaralıların çoğu, yaraları kapanmadan bir an evvel cepheye gitmek için direniyordu”.

Vatanını istilacı kuvvetlere vermemek için direnen Türk Milletine Mustafa Kemal bu savaşta, harp san’atına geçecek meşhur emrini verdi.

“Savunma hattı yoktur, savunma cephesi vardır. O cephe bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez”.

100 kilometreye uzanan bir cephede yapılan Sakarya savaşı 22 gün 22 gece devam etmiştir. Savaşta kaza sonucunda kaburga kemikleri kırılan Mustafa Kemal’in emriyle 10 Eylül 1921 de taarruza geçen Türk ordusu karşısında, Yunan kuvvetleri komutanı General Papulos 11 Eylül’de geri çekilme emrini verdi. 13 Eylül’de Sakarya sağında Yunan askeri kalmadı.

Bu savaşta 350 subay, 2900 erimiz şehid olmuş, 800 subay ve 13.000 erimiz de yaralanmıştır.


Sakarya Savaşının Sonuçları

1- Sakarya zaferi 1683 II.Viyana bogunundan beri batıda devamlı gerileyen Türk ordusunun, ilerleme hamlesinin başladığı bir savaştır. Sakarya savaşıyla Yunan ordusu karşısında savunma savaşları bitmiş, taarruz savaşları başlamıştır.


2- Sakarya zaferi sonrasında T.B.M.M 19 Eylül 1921’de çıkardığı bir kanunla M. Kemal Paşa’ya Gazi ünvanını vermiştir. Başkomutanlık kanunundan önce muhalifleri tarafından eleştirilen Mustafa Kemal’in prestiji bu zaferden sonra daha da güçlenmiştir.

Sakarya savaşı yalnız içerde değil, diplomasi alanında önemli gelişmelere de büyük etki yapmıştır. Bunlar da sırasıyla:

1- 26 Eylül 1921’de Azerbaycan, Gürcistan, Ermenistan ve T.B.M.M’nin katıldığı (Kazım Karabekir’in başkanlığında bir hey’et temsil etmiştir) Kars antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşmayla 16 Mart 1921 Moskova antlaşması pekiştirilmiş, Karadeniz İran arasında kalan Sovyetler Birliği-Türkiye sınırı çizilmiştir.

2- Sakarya savaşı sonrasında gerçekleştirilen bir başka siyasi başarı da 20 Ekim 1921’de Fransızlarla yapılan Ankara itilafnamesidir.

Güney cephemizde, milis kuvvetlerimizle savaşan Fransa, Sakarya savaşından önce, 9 Haziran 1921’de Fransız Senatosu Dışişleri Komisyonu Başkanı M.Henri Franklin-Boullion’u gayri resmi temas kurmak için Ankara’ya göndermişti. Franklin Boullion’un Ankara ziyareti iki hafta sürmüş ve görüşmeleri bizzat Mustafa Kemal yapmıştı”.

Fransızların Sevr antlaşması çerçevesinde bir antlaşma isteğine karşılık, Mustafa Kemal Paşa Misak-ı Millî’den ödün verilemeyeceğini kesin bir şekilde ifade etmiştir. Sakarya zaferinden sonra Yunanlıların işe yarayamayacağını anlayan Fransa Türkiye ile dostluk kurmak istemiştir.

Ankara itilafnamesi, 20 Ekim 1921 tarihinde Türkiye adına Hariciye vekilimiz Yusuf Kemal Bey ve Fransa adına da M.Henri Franklin-Bouillon tarafından imzalanmıştır.

Bu itilafname ile, Türkiye ile Suriye arasındaki yeni sınırlar tespit edilmiş, Kilikya bölgesi ve Bağdat demiryolunun büyük bir kısmı Türkiye sınırları içinde kalması karara bağlanmıştı.

Ayrıca Süleyman Şah’ın mezarının bulunduğu Caber kalesinde Türk bayrağı dalgalanacaktı. Yine Antakya Sancağı ve İskenderun Türklerine kültürel muhtariyet tanınmıştır.

Böylece Misak-ı Millîmiz Fransızlar tarafından resmen tanınıp, uygulanmıştır. Bu antlaşma Fransa’nın İngiltere ve Yunanistan ittifakından ayrılmasına sebep olmuştur. Yine Güney cephesinde savaşan kuvvetlerimiz de batı cephesine gönderilmiş, böylece batı cephemiz daha da güçlendirilmiştir.

3- Yine Sakarya zaferimiz üzerine 23 Ekim 1921’de İngiltere ile İstanbul’da “Esir Değişimi” antlaşması imzalanmıştır. Böylece İngiltere de zımmen Ankara hükümetini tanımış oluyordu. İngilizler bu antlaşmanın neticesinde 25 Ekim 1921’de Malta’dan getirdikleri Türk esirleri İnebolu’da bize teslim ettiler.

Sakarya savaşındaki askeri zaferi siyasi başarılar takibetmiş, artık T.B.M.M nihai zafer için çalışmalara başlamıştır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt