Reisülküttap

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
547
Mesajlar
4,047
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
Reisülküttab

--------------------------------------------------------------------------------

Osmanlı Devleti'nde dışişleri ve yazışma ile ilgili görevlilerin amiri.


Dışişleri ile bizzat padişah ve Divan-ı Hümayun meşgul olurdu. Dışişlerinin daha çok teknik tarafı, 1453'ten 1650'ye kadar Nişancı'ya, bu tarihten sonra da reisülküttaba aittir. 1650'ye kadar reisülküttab, dışişleri genel sekreteri veya müsteşarı yerindeydi. 1650'den sonra Beylikçi denen yüksek görevli, dışişleri genel sekreteridir. 120 katip ve görevliden oluşan bir büro, beylikçinin emrindeydi. Ayrıca yabancı dil için pek çok tercümanlar kullanılırdı.

1836'da reisülküttaba "Hariciye nazırı" dendi ve modern Hariciye nezareti kuruldu.

Reisülküttab Divan-ı Hümayun üyesi idi. 1453'ten evvel reisülküttab, Divan katiplerinin başı idi. Sonra önemi arttı. Yazışmalar daha çok yabancı devletlerle olduğu için reisülküttab dışişleri konularında ihtisaslaştı. Hatta, reisülküttab, devletin aktif dış siyasetinin başlıca mercii haline geldi.

Reisülküttab, kalemiye veya mülkiye denen sivil sınıftan yetişirdi. Bu sınıf,askeriyye sınıfı gibi saray okullarından ve ilmiyye sınıfı gibi medreseden değil, kalemlerden yetişirdi. İlkokulu bitiren çok kabiliyetli gençler, bakanlık kalemlerinde stajyer olarak, başlangıçta maaşsız çalışırlardı. Ayak hizmetlerinden başlayıp, istidatlarına göre, yükselirlerdi. Bu arada Babıali'nin çeşitli hocalarından çeşitli dersler görürler, mutlaka iyi Arapça ve Farsça öğrenirlerdi. Riyaset-i küttab bürolarında çalışanlar yükselerek Amedi-i Divan-Hümayun, sonra Beylikçi-i Divan-ı Hümayun, nihayet reisülküttab olurlardı. Reisülküttab olanlar içinde sadarete yükselenler az değildir. Reisülküttablara genellikle vezirden bir önceki rütbe verilirdi, vezir payesi ve paşa unvanı ile bu görevi yapanlar çok azdır.

Reisülküttablar içinde çok değerli bilginler, yazarlar, şairler, hatta bestekarlar çıkmıştır. Son reisülküttab ve ilk Hariciye nazırı, Akif Paşa’dır.
 
Reisülküttap

---------------------------------------------------------

Osmanlı Devletinde, dîvân-ı hümâyunda, doğrudan doğruya vezîriâzama bağlı yazı işleriyle meşgul kalemlerin ve buradaki kâtiplerin faaliyetine nezâret eden dâire reisi

Osmanlılarda ilk defâ Fâtih Sultan Mehmed Kânûnnâmesinde görülen reîsülküttap tâbirinin daha evvelki târihlerde de mevcut olduğu anlaşılmaktadır Bu kânunnâmeye göre, reîsülküttap, dîvânda vezîriâzamın önünde durarak muâmele görecek yazıları okurdu

Reîsülküttap, dîvân-ı hümâyunda kitâbet sınıfında yetişir ve muayyen kademeleri geçtikten sonra bu makâma getirilirdi

Reîsülküttap bütün dîvân kâtiplerinin reisiydi Tâyin ve tevcih beratları, idârî emirler ve hükümler, kâtipler tarafından yazıldıktan sonra ona gösterilirdi Bütün beyler ve ulemâ ile diğer mansıp sâhipleri, beratların ve dîvân hükümlerinin yazılmasında onun dediğine îtimâd etmek zorunda idiler Reîsülküttap, bu çeşitli vazîfelerini yerine getirebilmek için, emrindeki kâtipleri; 1) Beylikçi veya dîvân kalemi, 2) Tahvil veya nişan kalemi, 3) Rüûs kalemi adı verilen üç dâirede çalıştırırdı Sonraları dördüncü bir dâire olarak âmedî kalemi kuruldu

Reîsülküttap ve dîvân-ı hümâyun kâtipleri dîvân sırasında ikinci ve üçüncü kubbeler arasında otururlardı Dîvân toplanırken, reis, defterdâr yönünden gelip vezîriâzamın sağ tarafına telhis kesesini koyar ve söylenecek bir şey varsa, kulağına yavaşca söyledikten sonra yerine çekilirdi Onun arkasında reîse tâbi dîvân kâtiplerinden divitdâr efendi vezîrin önüne divit koyardı 16 yüzyıl sonlarına kadar dîvân toplantılarında arz-ı hâlleri reîsülküttaplar yüksek sesle bizzat okudukları hâlde, sonraları bu işi birinci ve ikinci tezkireciler görmeye başladı Ancak tezkirecinin dîvânda bulunmadığı zamanlar arz-ı halleri reis efendi okurdu

Gizli yazılar kâtiplere bırakılmayıp, bizzat reis tarafından yazılır ve muhâfaza edilirdi Bu arada yeniçerilere ulûfe dağıtımına âit telhisi, sadrâzamın ağzından reis bizzat yazar ve bir destmal (mendil veya havlu) içinde kapıcılar kethüdâsı ile pâdişâha gönderirdi Daha sonra, pâdişâhın hatt-ı hümâyûnu ile geri gelen telhisi sadrâzam alır ve okuması için reise verirdi

Muâhedeler ve pâdişâh irâdeleri reis tarafından husûsî torba ve sandıklarda saklanır, bu torbalara harita adı verilirdi On sekizinci asırda her yıl sadrâzamın huzûrunda yapılan yıllık tevcihat merâsiminde, memuriyetleri bildirme vazîfesi reîsülküttâba âitti O, nezâreti altında hazırlanmış olan beratları kendi eliyle sadrâzama verirdi

Reîsülküttâbın surre-i hümâyûnun gönderilmesi sırasında da vazîfesi vardı Surrenin gönderilmesinden bir gün evvel dârüsseâde ağası tarafından dâvet edilen reis efendi, Bâbıâlîde Mekke emîrine hitâben yazılan nâme-i hümâyûnu saraya ***ürüp bizzat dârüsseâde ağasına teslim ederdi

Reîsülküttap sadrâzamla birlikte sefere gittiği zaman, pâyitâhtta sultanın yanına rikâb reisi ünvânıyle bir kaymakam tâyin edilirdi Bu memuriyete rikâb-ı hümâyûn riyâseti denilirdi Rikâb reisleri merâtip göz önünde tutularak umûmiyetle büyük tezkirecilerden seçilirdi

Reîsülküttap terfî ederse, Fâtih Kânununa göre; nişancı veya defterdâr olabilirdi Nitekim nişancı veya defterdârlıktan beylerbeyliğe veya vezirliğe yükselen pekçok reîsülküttap vardır Abdurrahmân, okçu Mehmed, Abdürrezzâk Bâhir, Feyzi Süleymân paşalar beylerbeyliğine; Râmi Mehmed, Râgıb Mehmed, Nâili Abdullah, Halîl Hâmid ve Mehmed Emîn Vâhid gibi paşalar da vezirliğe yükselen reîsülküttaplardır

Azledilen reîsülküttaplar, çok defâ eminlerden birine ve husûsiyle meşakkatli ve masraflı bir iş sayılan tersâne-i âmire emânetine tâyin edilirlerdi

Reîsülküttapların ehemmiyeti, 18 asırdan îtibâren önemli ölçüde artmıştır Nitekim bu asırda dîvân kalemi reisliği de üzerinde olmak kaydıyla bütün hâricî işler reislere havâle edilmiştir Bu görevleri dolayısıyla ecnebî muharrir ve seyyahları, reîsülküttâbı, devlet sekreteri ve hâriciye nâzırı olarak târif etmişlerdir

Sultan İkinci Mahmûd Han tarafından 1835 senesinde reîsülküttap ismi ve teşkilâtı kaldırılarak Umûr-i hâriciye nezâreti kuruldu Son reîsülküttap olan Yozgatlı Mehmed Âkif Efendi de müşirlik rütbesiyle hâriciye nâzırı oldu
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt