Konu Özeti Konu Anlatımı Osmanlı’da Toprak Mülkiyeti ve Çifthane Sistemi

7.3. OSMANLI’DA TOPRAK MÜLKİYETİ VE ÇİFTHANE SİSTEMİ

-Osmanlı toprak sisteminin temeli İslam toprak hukukuna dayanmaktadır.

-Osmanlı Devleti toprak sistemini oluştururken kendinden önceki Türk İslam devletlerinin toprak sisteminden yararlanmıştır.

-Fethettikleri yerlerde önceden uygulanan örf ve âdetler ile hukuki durumu dikkate alan Osmanlılar, her bölgenin özelliğine göre düzgün bir sistem oluşturmaya çalışmıştır.

- Osmanlı toprak sistemine bakıldığında arazi genel olarak mirî, mülk ve vakıf olmak üzere üçe ayrılmıştır.

I- Mirî arazi


Mülkiyeti devlete ait olan topraklardır.

-Dirlik: Mirî arazi içindeki en geniş topraklardır. Maaş karşılığı verilen dirlik toprakları gelirine göre has, zeamet ve tımar olarak üçe ayrılırdı.

-Arpalık:
Saray adamlarına ve ilmiye sınıfından bazı yüksek rütbeli kişilere çalıştıkları süre içinde maaşlarına ek olarak verilen arazilerdir.

-Paşmaklık: Padişahın annesi, kızları veya kız kardeşleri gibi saray kadınlarına verilen arazilerdir.

-Yurtluk ve Ocaklık: Bir bölgenin Osmanlı Devleti’ne katılmasında etkili olan ve devlete sadakatle bağlılıklarını bildiren mahallî beylere verilen arazilerdir.

-Malikâne: Osmanlı Devleti’nin; fetihleri kolaylaştırmak ve teşvik etmek için seferlere katılan önemli komutanlara, dervişlere ve ahilere fethedilen ülkelerde verilen topraklardır.

-Mukataa: Osmanlı maliyesinin vergi toplama biçimlerinden olan mukataa, geliri doğrudan merkez hazinesine giden mirî arazileri de ifade eder.

II- Mülk arazi

Mülkiyeti kişilere ait olan topraklardır. Mülk arazi öşrî ve haraci olmak üzere ikiye ayrılıyordu.

-Öşrî Topraklar: Fetihlerden önce sahipleri Müslüman olan veya fetih sırasında İslam’ı kabul eden kişilere ait topraklara öşrî topraklar denilmektedir.

-Haracî Topraklar: Mülkiyeti gayrimüslimlere ait topraklardır.

Çifthane

-Osmanlı Devleti, toprakları üzerinde feodal oluşumları engellemek istemiş ve bu amaçla bir sistem geliştirmiştir.

-Bu sistem sayesinde toprakların büyük kısmının mülkiyetini devlet elinde tutmuştur.

-Osmanlı Devleti, köylü bir aileye bir çift öküzün işleyebileceği kadar mirî araziyi belirli şartlarla kiraya vermiştir.

-Bir çift öküzün işleyebildiği arazilerin tümüne çiftlik, köylü ailesine ise hane denmiştir.

-Çifthane sisteminde; ailenin emeği, bir çift öküz ve işlenen arazi bir üretim birimini ve dolayısıyla bir mali birimi oluşturmuştur.

-Çiftçinin elindeki araziyi satması, hibe veya vakfetmesi yasaktır.

Tahrir defterleriyle kayıt altına alınan arazilerden “çift resmi” adı altında vergi alınmıştır.

-Çifthane sistemi, toprakların büyük çiftlikler hâline getirilmesini önlemiş ve ekonominin temeli olan tarımın belirli ellerde toplanmasına izin vermemiştir.

-İşlediği toprağını haklı bir neden olmaksızın terk ederek başka yerlere göç eden veya başka işlerle uğraşmaya başlayan dolayısıyla arazisini üç yıl boş bırakan kimselerden “çiftbozan resmi” adı altında bir vergi alınmıştır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt