Talebe
Yönetici
- Katılım
- 14 Şub 2021
- Konular
- 598
- Mesajlar
- 4,094
- Tepkime puanı
- 11,977
- Puanları
- 113
- Meslek - Branş
- Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
Yazarın son konuları
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersi 2.Dönem 2.Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 11. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 10. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 9. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
TYT Tarih Kavram Haritaları
9.Sınıf Tarih 2. Dönem Sınav Öncesi Çalışma Soruları
Birinci Dünya Savaşı Öncesi Genel Durum, 1. Dünya Savaşı ve 1.Dünya Savaşının Sonu
Atatürk’ün Okuduğu Okullar Kavram Haritası
Akropol
Ahura Mazda
Tarih Dersi 11. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 10. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
Tarih Dersi 9. Sınıf 2.Dönem 2.Ortak Yazılı Sınava Hazırlık Çalışma Kâğıdı
TYT Tarih Kavram Haritaları
9.Sınıf Tarih 2. Dönem Sınav Öncesi Çalışma Soruları
Birinci Dünya Savaşı Öncesi Genel Durum, 1. Dünya Savaşı ve 1.Dünya Savaşının Sonu
Atatürk’ün Okuduğu Okullar Kavram Haritası
Akropol
Ahura Mazda
2.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE DEĞİŞİM
Avrupa’ya Akan Servet
- XV. yüzyıl sonlarında Yeni Dünya’ya ilk defa Kristof Colomb (Kristof Kolomp) ulaşmışsa da yeni bir kıta keşfettiğini fark edememiş ve buranın Hindistan olduğunu varsaymıştır.
- Kolomb’dan daha sonra Floransalı Amerigo Vespucci (Ameriko Vespuçi) buranın yeni bir kıta “Amerika” olduğunu keşfetmiştir.
- Keşiften sonra İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve Portekiz gibi Avrupalı devletler, bu yeni kıtayı
-Avrupa ekonomisi için yeni bir umut kapısı olmuş ve bölgede koloniler kurmaya başlamıştır.
-Avrupa’dan Amerika’ya özellikle 1600’lerin ilk yıllarında büyük bir göç dalgası başlamıştır.
-Başta İspanya ve Portekiz olmak üzere Hollanda, İngiltere gibi devletler ulaştıkları bölgelerin değerli madenlerine ve varlıklarına el koymaya başlamıştır.
-Amerika’nın keşfinden itibaren deniz ticareti önem kazanmış çünkü denizaşırı ticaret, Avrupa’nın kalkınmasında en önemli girdilerden biri hâline gelmiştir.
-İspanya, Hollanda, Fransa ve İngiltere; Yeni Dünya’daki sömürgeler için ciddi bir mücadele vermeye başlamıştır.
- Amerika’nın keşfi ve sonrasında yaşanan gelişmeler Avrupa’da ve Osmanlı Devleti’nde büyük değişimlerin yaşanmasına sebep olsa da bu süreçte Osmanlı Devleti, gücünü korumayı başarmıştır.
-Amerika’nın keşfi sonrası Avrupa’ya akan değerli madenler, XVI. yüzyıldan itibaren Avrupa’da ticaretin gelişmesini sağlamıştır.
-Amerika’dan gelen gümüşün, giderek artan miktarda Osmanlı ülkesine girmesi, akçenin değerinin düşmesine neden olmuş ve fiyatlarda geniş çaplı dalgalanmalara yol açmıştır.
-Avrupa’nın ticaret hacminin katlanarak artması, Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkilemiştir.
-Avrupa’da büyük zenginliklerin artmasını sağlayan sömürgecilik politikası, Osmanlı ekonomisini sarsan en önemli sebeplerden biri olmuştur.
-Sömürgecilik faaliyetleri neticesinde Akdeniz ticareti bu durum karşısında bir süre daha önemini korumuşsa da XVII. yüzyılın ilk yarısında önemini kaybetmeye başlamıştır.
-XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, içine düştüğü ekonomik buhran sebebiyle nakit para ihtiyacını gidermek için çareler aramaya başlamıştır.
-XVI. yüzyılın sonlarından itibaren tımar ve zeamet topraklarının iltizama verilmeye başlanmasıyla bazı kişiler nüfuz sahibi olmuş ve zenginleşmiştir.
-İltizam, bir şahsın devlete ait herhangi bir vergi gelirini belirli bir yıllık bedel karşılığında toplama görevini üstlenmesi demektir.
Osmanlı’da Askerî ve Ekonomik Dönüşüm
-Avrupa’nın ordu sisteminde ve savaş yöntemlerinde ateşli silahlara dayalı değişiklikler yapması, “Askerî Devrim” olarak adlandırılmıştır.
-Avrupa’da feodal sistemin çökmesiyle birlikte orduların yapısı da değişmiştir.
-Monarşik devletler, feodal lordların kullandığı şövalyeler yerine çok sayıda ücretli, mızraklı piyade kullanmaya başlamıştır.
-Avrupa’nın 1598-1648 yılları arasında sürekli savaş durumunda olması, Askerî Devrim’in gelişimine önemli katkı sağlamıştır.
-Ateşli silahların savaşlarda etkin kullanılmaya başlaması ile mızrak terk edilmeye başlanmıştır. Osmanlılar, 1593-1606 yılları arasında Habsburglarla yapılan savaş sırasında ilk defa Avrupa savaş teknolojisini ve taktiklerini görmüştür.
-Avrupa’da askerî alanda yaşanan bu gelişmeler, Osmanlı Devleti’nde birçok ekonomik ve toplumsal sorunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
-Osmanlı Devleti, Avrupa’nın ateş gücü ve askerî etkinliğini iki yolla dengelemeye çalışmıştır. Birincisi, silahlı yeniçerilerin sayısını artırmak; ikincisi ise ateşli silahlar kullanabilen sarıca, sekban ve levent denilen yeni atlı birlikler oluşturmaktır.
Yeniçerilerin Sayısındaki Artış
- Yeniçeri ordusu, Avrupa’da ilk daimî ordu özelliğindedir.
-Osmanlı Devleti, yeniçerilerin sayısını zaman içerisinde artırmıştır.
-Yeniçeri sayısının artırılması daha sonraki dönemlerde karşılaşılan sorunların kaynağını oluşturmuştur.
-Yeniçeri Ocağı’nın bozulmasında en önemli etken, devşirme sistemi kurallarına aykırı bir şekilde ocağa kayıt yapılmasıdır.
-Hristiyan çocuklar muayene edilmeden ya da rüşvetle devşirme olarak alınmış ve tutulması gereken “Eşkâl Defteri”ne pek önem verilmemiştir.
-Osmanlı Devleti’nin kurumlarında ortaya çıkan bozulmaların birçok sebebi varken bunlardan en önemlisi kurumlara içerden yapılan müdahaleler olmuştur.
-Osmanlı Devleti ordusunun her türlü ihtiyacını karşılayan tımar sistemi ihmâl edilmiştir.
-Tımar sisteminin bozulmasının nedenleri şunlardır:
• Tımarların, sipahiler dışında kimselere verilmesi,
• Tımarların saray görevlilerinin eline geçerek özel mülk veya vakfa dönüştürülmesi ve rüşvet karşılığı verilmesi,
• Dirliklerin parayla alınıp satılır hâle gelmesi,
• Sipahilerin gösterişli yaşama arzusu ve çok para kazanma hırsı,
• Nüfusun hızlı artması,
• Enflasyon artışı ve paranın değer kaybetmesi,
• Geleneksel silahlarla savaşan sipahilerin, ateşli silah eğitimine ayak uyduramaması,
• Uzun süren savaşların yaşanmasıdır.
Kapitülasyonların Sürekli Hâle Getirilmesi
-Osmanlı Devleti, XIV. yüzyıldan itibaren yabancı ülkelere ayrıcalıklar tanımış ve Fransızlara ilk kez gerçek kapitülasyon 1569 yılında verilmiştir.
-Fransızlara verilen bu kapitülasyonlar, III. Murad, III. Mehmed, I. Ahmed ve IV. Mehmed dönemlerinde yenilenmiştir. İngiliz, İspanyol, Portekizli, Katalan ve Sicilyalı tüccarlar da Osmanlı topraklarında Fransız bayrağı altında ticaret yapmıştır.
-1569’da Fransa’ya verilen ticari imtiyazlardan sonra 1580’de İngiltere ve 1612’de de Hollanda, Osmanlılar tarafından verilen kapitülasyonlarla desteklenmiştir.
-Osmanlı Devleti, 1740 yılında kapitülasyon siyasetinde yeni bir döneme girmiştir.
Osmanlı Devleti, 28 Mayıs 1740’ta imzalanan antlaşmayla Fransızlara verilen kapitülasyonları genişletmiş ve kapitülasyonlar sürekli hâle getirilmiştir.
-İngiltere’ye verilen ayrıcalıklar ise 1838 Balta Limanı Antlaşması ile en geniş hâlini almıştır.
-XIX. yüzyılda, Batılı devletler kapitülasyonları kullanarak Osmanlı’ya her konuda müdahâle etmiştir.
Osmanlı Devleti’nde Ekonomik Tedbirler
-Osmanlı Devleti, Klasik Dönem’de toprağa dayalı bir ekonomik sistem uygulamıştır.
-Klasik Dönem’de fethedilen araziler mirî arazi şekline getirilmiş ve tahriri yapıldıktan sonra kanunnamelerle koyulacak vergiler tespit edilmiştir.
-Osmanlı vergi sistemi, temelde örfî ve şeri olmak üzere iki kısma ayrılmıştır.
-Öşür, haraç ve cizye gibi şeri vergiler; ayni veya nakdî olarak tahsil edilmiştir.
-Mukataalar, iltizama verilmiştir. Ancak merkezî hazinenin nakit ihtiyacının giderek artmasıyla devlet, mukataaları mültezimlere ömür boyu tahsis etmeye başlamıştır.
-Mukataaların ömür boyu kiralanma uygulamasına malikâne sistemi adı verilmiştir.
-Avarız vergisi, Osmanlı Devleti’nde XVI. yüzyılın sonlarında ihtiyaç hâlinde toplanan bir vergi olarak ortaya çıkmıştır.
-Avarız vergileri, artan hazine açıklarını kapatmada büyük bir paya sahip olmuştur.
-Osmanlı Devleti’nde savaşlara bağlı ekonomik sıkıntılar nedeniyle varlıklı kişilerden imdadiyye adı altında yardımlar toplanmaya başlanmıştır.
-Önceleri sefer masraflarını karşılamak için koyulan ve “imdad-ı seferiyye” adı verilen bu vergi, XVIII. yüzyıl sonlarından itibaren sürekli hâle getirilmiştir.
-İmdadiyye vergisi, zamanla adeta bir varlık vergisine dönüşmüştür.
-XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, içine düştüğü ekonomik buhran sebebiyle nakit para ihtiyacını iltizam ve malikâne sistemlerini uygulamaya koyarak karşılamaya çalışmıştır.
-Tımar ve zeamet topraklarını mukataa hâline getiren devletin, bu mukataaları iltizama vermeye başlamasıyla âyanlar, toprak satın almış ve zenginleşmiştir.
-Merkezden gönderilen ve merkezî otoriteyi temsil eden beylerbeyleri, sancakbeyleri, Tımarlı Sipahilerin de yavaş yavaş ortadan kalkması ile âyanların nüfuzu daha da artmıştır.
-Üretimden alacağı payı artırmak isteyen âyanlar, reayaya kötü muameleye ve köylülerden daha fazla para toplamaya başlamıştır.
-Âyan ve eşraf sınıfı; himayelerine aldıkları levent, sekban, sarıca gibi paralı askerler sayesinde askerî nüfuz da kazanmıştır.
Âyanların Yönetime Karşı Yükselişi
-Osmanlı Devleti kuruluştan itibaren merkeziyetçi bir siyaset takip etmiş ve mutlak otoritenin padişaha ait olduğu bir sistem kurmuştur.
-Merkezî otoritenin zayıfladığı, iç ve dış sorunların arttığı dönemlerde devlet; âyan ve eşrafa başvurarak onların ön plana çıkmasına sebep olmuştur.
-Devlet; asker ve vergi toplanmasında, şehir ve yolların korunmasında, eşkıyalık hareketlerinin bastırılmasında âyanlardan sık sık yardım istemeye başlamıştır.
Avrupa’ya Akan Servet
- XV. yüzyıl sonlarında Yeni Dünya’ya ilk defa Kristof Colomb (Kristof Kolomp) ulaşmışsa da yeni bir kıta keşfettiğini fark edememiş ve buranın Hindistan olduğunu varsaymıştır.
- Kolomb’dan daha sonra Floransalı Amerigo Vespucci (Ameriko Vespuçi) buranın yeni bir kıta “Amerika” olduğunu keşfetmiştir.
- Keşiften sonra İspanya, Fransa, İngiltere, Hollanda ve Portekiz gibi Avrupalı devletler, bu yeni kıtayı
-Avrupa ekonomisi için yeni bir umut kapısı olmuş ve bölgede koloniler kurmaya başlamıştır.
-Avrupa’dan Amerika’ya özellikle 1600’lerin ilk yıllarında büyük bir göç dalgası başlamıştır.
-Başta İspanya ve Portekiz olmak üzere Hollanda, İngiltere gibi devletler ulaştıkları bölgelerin değerli madenlerine ve varlıklarına el koymaya başlamıştır.
-Amerika’nın keşfinden itibaren deniz ticareti önem kazanmış çünkü denizaşırı ticaret, Avrupa’nın kalkınmasında en önemli girdilerden biri hâline gelmiştir.
-İspanya, Hollanda, Fransa ve İngiltere; Yeni Dünya’daki sömürgeler için ciddi bir mücadele vermeye başlamıştır.
- Amerika’nın keşfi ve sonrasında yaşanan gelişmeler Avrupa’da ve Osmanlı Devleti’nde büyük değişimlerin yaşanmasına sebep olsa da bu süreçte Osmanlı Devleti, gücünü korumayı başarmıştır.
-Amerika’nın keşfi sonrası Avrupa’ya akan değerli madenler, XVI. yüzyıldan itibaren Avrupa’da ticaretin gelişmesini sağlamıştır.
-Amerika’dan gelen gümüşün, giderek artan miktarda Osmanlı ülkesine girmesi, akçenin değerinin düşmesine neden olmuş ve fiyatlarda geniş çaplı dalgalanmalara yol açmıştır.
-Avrupa’nın ticaret hacminin katlanarak artması, Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkilemiştir.
-Avrupa’da büyük zenginliklerin artmasını sağlayan sömürgecilik politikası, Osmanlı ekonomisini sarsan en önemli sebeplerden biri olmuştur.
-Sömürgecilik faaliyetleri neticesinde Akdeniz ticareti bu durum karşısında bir süre daha önemini korumuşsa da XVII. yüzyılın ilk yarısında önemini kaybetmeye başlamıştır.
-XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, içine düştüğü ekonomik buhran sebebiyle nakit para ihtiyacını gidermek için çareler aramaya başlamıştır.
-XVI. yüzyılın sonlarından itibaren tımar ve zeamet topraklarının iltizama verilmeye başlanmasıyla bazı kişiler nüfuz sahibi olmuş ve zenginleşmiştir.
-İltizam, bir şahsın devlete ait herhangi bir vergi gelirini belirli bir yıllık bedel karşılığında toplama görevini üstlenmesi demektir.
Osmanlı’da Askerî ve Ekonomik Dönüşüm
-Avrupa’nın ordu sisteminde ve savaş yöntemlerinde ateşli silahlara dayalı değişiklikler yapması, “Askerî Devrim” olarak adlandırılmıştır.
-Avrupa’da feodal sistemin çökmesiyle birlikte orduların yapısı da değişmiştir.
-Monarşik devletler, feodal lordların kullandığı şövalyeler yerine çok sayıda ücretli, mızraklı piyade kullanmaya başlamıştır.
-Avrupa’nın 1598-1648 yılları arasında sürekli savaş durumunda olması, Askerî Devrim’in gelişimine önemli katkı sağlamıştır.
-Ateşli silahların savaşlarda etkin kullanılmaya başlaması ile mızrak terk edilmeye başlanmıştır. Osmanlılar, 1593-1606 yılları arasında Habsburglarla yapılan savaş sırasında ilk defa Avrupa savaş teknolojisini ve taktiklerini görmüştür.
-Avrupa’da askerî alanda yaşanan bu gelişmeler, Osmanlı Devleti’nde birçok ekonomik ve toplumsal sorunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
-Osmanlı Devleti, Avrupa’nın ateş gücü ve askerî etkinliğini iki yolla dengelemeye çalışmıştır. Birincisi, silahlı yeniçerilerin sayısını artırmak; ikincisi ise ateşli silahlar kullanabilen sarıca, sekban ve levent denilen yeni atlı birlikler oluşturmaktır.
Yeniçerilerin Sayısındaki Artış
- Yeniçeri ordusu, Avrupa’da ilk daimî ordu özelliğindedir.
-Osmanlı Devleti, yeniçerilerin sayısını zaman içerisinde artırmıştır.
-Yeniçeri sayısının artırılması daha sonraki dönemlerde karşılaşılan sorunların kaynağını oluşturmuştur.
-Yeniçeri Ocağı’nın bozulmasında en önemli etken, devşirme sistemi kurallarına aykırı bir şekilde ocağa kayıt yapılmasıdır.
-Hristiyan çocuklar muayene edilmeden ya da rüşvetle devşirme olarak alınmış ve tutulması gereken “Eşkâl Defteri”ne pek önem verilmemiştir.
-Osmanlı Devleti’nin kurumlarında ortaya çıkan bozulmaların birçok sebebi varken bunlardan en önemlisi kurumlara içerden yapılan müdahaleler olmuştur.
-Osmanlı Devleti ordusunun her türlü ihtiyacını karşılayan tımar sistemi ihmâl edilmiştir.
-Tımar sisteminin bozulmasının nedenleri şunlardır:
• Tımarların, sipahiler dışında kimselere verilmesi,
• Tımarların saray görevlilerinin eline geçerek özel mülk veya vakfa dönüştürülmesi ve rüşvet karşılığı verilmesi,
• Dirliklerin parayla alınıp satılır hâle gelmesi,
• Sipahilerin gösterişli yaşama arzusu ve çok para kazanma hırsı,
• Nüfusun hızlı artması,
• Enflasyon artışı ve paranın değer kaybetmesi,
• Geleneksel silahlarla savaşan sipahilerin, ateşli silah eğitimine ayak uyduramaması,
• Uzun süren savaşların yaşanmasıdır.
Kapitülasyonların Sürekli Hâle Getirilmesi
-Osmanlı Devleti, XIV. yüzyıldan itibaren yabancı ülkelere ayrıcalıklar tanımış ve Fransızlara ilk kez gerçek kapitülasyon 1569 yılında verilmiştir.
-Fransızlara verilen bu kapitülasyonlar, III. Murad, III. Mehmed, I. Ahmed ve IV. Mehmed dönemlerinde yenilenmiştir. İngiliz, İspanyol, Portekizli, Katalan ve Sicilyalı tüccarlar da Osmanlı topraklarında Fransız bayrağı altında ticaret yapmıştır.
-1569’da Fransa’ya verilen ticari imtiyazlardan sonra 1580’de İngiltere ve 1612’de de Hollanda, Osmanlılar tarafından verilen kapitülasyonlarla desteklenmiştir.
-Osmanlı Devleti, 1740 yılında kapitülasyon siyasetinde yeni bir döneme girmiştir.
Osmanlı Devleti, 28 Mayıs 1740’ta imzalanan antlaşmayla Fransızlara verilen kapitülasyonları genişletmiş ve kapitülasyonlar sürekli hâle getirilmiştir.
-İngiltere’ye verilen ayrıcalıklar ise 1838 Balta Limanı Antlaşması ile en geniş hâlini almıştır.
-XIX. yüzyılda, Batılı devletler kapitülasyonları kullanarak Osmanlı’ya her konuda müdahâle etmiştir.
Osmanlı Devleti’nde Ekonomik Tedbirler
-Osmanlı Devleti, Klasik Dönem’de toprağa dayalı bir ekonomik sistem uygulamıştır.
-Klasik Dönem’de fethedilen araziler mirî arazi şekline getirilmiş ve tahriri yapıldıktan sonra kanunnamelerle koyulacak vergiler tespit edilmiştir.
-Osmanlı vergi sistemi, temelde örfî ve şeri olmak üzere iki kısma ayrılmıştır.
-Öşür, haraç ve cizye gibi şeri vergiler; ayni veya nakdî olarak tahsil edilmiştir.
-Mukataalar, iltizama verilmiştir. Ancak merkezî hazinenin nakit ihtiyacının giderek artmasıyla devlet, mukataaları mültezimlere ömür boyu tahsis etmeye başlamıştır.
-Mukataaların ömür boyu kiralanma uygulamasına malikâne sistemi adı verilmiştir.
-Avarız vergisi, Osmanlı Devleti’nde XVI. yüzyılın sonlarında ihtiyaç hâlinde toplanan bir vergi olarak ortaya çıkmıştır.
-Avarız vergileri, artan hazine açıklarını kapatmada büyük bir paya sahip olmuştur.
-Osmanlı Devleti’nde savaşlara bağlı ekonomik sıkıntılar nedeniyle varlıklı kişilerden imdadiyye adı altında yardımlar toplanmaya başlanmıştır.
-Önceleri sefer masraflarını karşılamak için koyulan ve “imdad-ı seferiyye” adı verilen bu vergi, XVIII. yüzyıl sonlarından itibaren sürekli hâle getirilmiştir.
-İmdadiyye vergisi, zamanla adeta bir varlık vergisine dönüşmüştür.
-XVI. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti, içine düştüğü ekonomik buhran sebebiyle nakit para ihtiyacını iltizam ve malikâne sistemlerini uygulamaya koyarak karşılamaya çalışmıştır.
-Tımar ve zeamet topraklarını mukataa hâline getiren devletin, bu mukataaları iltizama vermeye başlamasıyla âyanlar, toprak satın almış ve zenginleşmiştir.
-Merkezden gönderilen ve merkezî otoriteyi temsil eden beylerbeyleri, sancakbeyleri, Tımarlı Sipahilerin de yavaş yavaş ortadan kalkması ile âyanların nüfuzu daha da artmıştır.
-Üretimden alacağı payı artırmak isteyen âyanlar, reayaya kötü muameleye ve köylülerden daha fazla para toplamaya başlamıştır.
-Âyan ve eşraf sınıfı; himayelerine aldıkları levent, sekban, sarıca gibi paralı askerler sayesinde askerî nüfuz da kazanmıştır.
Âyanların Yönetime Karşı Yükselişi
-Osmanlı Devleti kuruluştan itibaren merkeziyetçi bir siyaset takip etmiş ve mutlak otoritenin padişaha ait olduğu bir sistem kurmuştur.
-Merkezî otoritenin zayıfladığı, iç ve dış sorunların arttığı dönemlerde devlet; âyan ve eşrafa başvurarak onların ön plana çıkmasına sebep olmuştur.
-Devlet; asker ve vergi toplanmasında, şehir ve yolların korunmasında, eşkıyalık hareketlerinin bastırılmasında âyanlardan sık sık yardım istemeye başlamıştır.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON KONULAR