Konu Özeti Konu Anlatımı Osmanlı Devleti’nde Askerî Sınıf

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
559
Mesajlar
4,059
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
4.2. OSMANLI DEVLETİ’NDE ASKERÎ SINIF

-Osmanlı Devleti’nde toplum, sosyal hayatın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi için iki büyük sınıfa ayrılmıştır.


-Birincisi: saltanat beratı ile padişahın dinî ya da idari yetki tanıdığı kişilerden oluşan yönetenler yani askerî sınıftır.

İkincisi, idareye katılmayan muhtelif din ve soylara mensup zümrelerden oluşan yönetilenler yani reayadır.

-Reayanın görevi, üretim yapmak ve vergi vermek suretiyle askerî sınıfı desteklemektir.

-Padişah başta olmak üzere askerî sınıfın görevi ise Osmanlı hukukunu uygulayarak ülkede adaletin hüküm sürmesini ve halkın refahını sağlamaktır.

-Osmanlı toplumunda yönetenler sınıfı kendi arasında seyfiye, kalemiye ve ilmiye olmak üzere üç sınıfa ayrılırdı.

-Seyfiye:
Kılıç ehli, işi askerlik olan savaşma sanatı mensuplarıdır.

-Kalemiye: Kalem ehli. Osmanlı Bürokrasisi. Diplomasi, yazışma, atama gibi görev yürütücülerdir.

-İlmiye: Beyaz yakalılar. İlim faaliyetinde bulunan zihin işi yapanlar. Bilimsel çalışma üretenlerdir.



Osmanlıda İlim ve İlmiye Sınıfı

-Osmanlılarda ilmiye sınıfının başlıca üç görevi vardır: Eğitim-öğretimin sürdürülmesi müderrislerce, idari ve adli hizmetlerin görülmesi kadı ve sosyal, idari ve askerî konularda dinin görüşünün açıklanması, müftü tarafından yapılmıştır.

-Ulema, derecelerine uygun medreselerde görev yapmıştır.

-Kadıların adli görevi yanında idari, beledi, askerî, mali ve noterlik alanlarında da görev ve yetkileri bulunurdu.

-Vakıfların denetçisi de olan kadılar; asayiş kuvvetlerinin, belediye hizmetlilerinin ve zabıta görevlilerinin de amiriydi.

-Kadılar evlenme, boşanma, veraset meselelerinde; merkezden gelen emirlerin tasdiki ve mahkeme kayıtlarının tutulmasında, her türlü akdin kaydedilmesinde, divanın emirlerinin halka bildirilmesinde ve sefer esnasında idaresinde bulunduğu yerde ordunun ihtiyaçlarının görülmesinde sorumlu ve yetkiliydi.

-Müftüler ve şeyhülislamlar toplumun inanç ve ibadetleriyle ilgili sorunların çözülmesi ve devlette şeriatın uygulanmasından sorumlu idi.

-Kanuni Dönemi’nde müftüler de kadılar gibi teşkilatlandırılmış ve şeyhülislamlık makamı ortaya çıkmıştır.

-Ebu’s-Suud Efendi’den itibaren Rumeli kazaskerliği yapanlar şeyhülislamlık makamına atanmıştır.

-Şeyhülislamlar, dinî konular dışında zamanla örf, âdet ve geleneklerle ilgili hususlarda, kiliselerdeki seçim ihtilaflarını halletme konusunda, mühim devlet işlerinde de, savaş ilanında, barış yapılmasında, ıslahatların uygulanmasında fetva makamı olmuştur.

Medreseler ve Tekkeler

-Osmanlı Devleti’nde medreseler, İslami ilimleri üst düzeyde öğreterek insanların yararına sunmayı amaçlamıştır. -Medreselerde tefsir, hadis, kelam ve fıkıh gibi temel İslami ilimlerin yanında matematik, astronomi, fizik, mantık ve felsefe gibi akli ilimler de okutulmuştur.

-Medreseler; Osmanlı Devleti’nde âlimlerin yetiştirildiği, bilginin üretildiği yerdir.

-Orhan Bey’den itibaren diğer padişahlar da Bursa ve Edirne’de çeşitli medreseler yaptırmıştır.

-Fatih’in yaptırdığı Sahn-ı Seman Medreseleri ve Kanuni Sultan Süleyman döneminin Süleymaniye Medreseleri önemli kurumlardır.

-Medrese eğitiminden farklı olarak daha çok halkın din eğitimini ve mensuplarının nefs terbiyesini esas alan tekke ve zaviyeler, eğitim ve bilgi üretiminin yapıldığı diğer kurumlardır.

Akşemseddin (?-1459)

-Akşemseddin Türk siyasi ve ilim tarihinde önemli bir yere sahiptir.

-II. Mehmet’in İstanbul’u kuşatması sırasında, padişahın ve ordunun manevi gücünün yükseltilmesini sağlamıştır. -Ayasofya’da kılınan ilk cuma namazında hutbeyi okumuştur.

- Akşemseddin hastalıkları kalıtımsal olan ve mikrop yoluyla geçen şeklinde ikiye ayrılmıştır.

-Avrupa’daki Louis Pasteur (Pastör) ve Robert Koch (Rabırt Koh) gibi bilginlerin öncüsü olmuştur.



Ali Kuşçu (?-1474)

-Ünlü Türk sultanı ve bilim adamı Uluğ Bey’in “Doğancı Başısı” olduğu için ailesi “Kuşçu” lakabıyla tanınıyordu. -Matematik ve gök bilimine ilgi duyan Ali Kuşçu, Semerkand’da devrin en büyük bilim adamları olan Kadızâde-i Rumî, Gıyâseddin Cemşîd el Kâşî ve Uluğ Bey’den matematik ve gökbilimi dersleri aldı.

-Ali Kuşçu’yla beraber İstanbul medreselerinde, özellikle gök bilimi ve matematik alanında büyük gelişmeler başlamıştır.

-Osmanlı Devleti’nde Hoca Sinan Paşa, Molla Lütfi ve Mehmet (Mirim) Çelebi gibi kıymetli gök bilimcilerinin yetişmesini sağlamıştır.

Uluğ Bey (1394-1449)

-Asıl adı Muhammed Turğay olan Uluğ Bey Timur’un torunudur.

-Devlet adamlığından ziyade, bilimsel çalışmalarıyla tanınmıştır.

-Matematik ve gök bilimine ilgi gösteren Uluğ Bey, Semerkand Medresesi’ni kurmuş; devrin en büyük rasathanesi olan Semerkand Gözlemevi’ni de yaptırmıştır.

- “Zîc-i Uluğ Bey” adlı eseri, günümüze kadar konumsal gök biliminin temel kitabı olarak kullanılmıştır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt