Mirahur

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 759
  • Etiketler
    mirahur
  • Cevaplar: 0 Görüntüleme: 759

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
559
Mesajlar
4,059
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
MİRAHUR


Saraya ve özellikle hükümdara ait hayvanlarla ilgilenen teşkilâtın başı.


Arapça emîr (bey) kelimesinin Farsça-laşmış şekli olan mîr ile Farsça âhûrun (ahır) birleşmesinden meydana gelen mîrâhür (emîrâhûr) Osmanlıca'da bu şeklin yanı sıra imrahor imlâsıyla da kullanılmıştır. Ortaçağ'da her devletin saray ve ordusunda büyük oranda atlardan ve diğer bazı hayvanlardan yararlanılmış, dolayısıyla onlarla ilgili kuruluşların çeşitli adlar taşıyan yöneticileri büyük önem ve itibar sahibi olmuştur.

Abbasîler devrinde ahırlar harcama cetvelinde büyük yekûn tutmaktaydı. Bu sebeple Dîvânü'n-nafakât'a bağlı olarak büyükbaş hayvan, deve, at, katır, yarış ve av hayvanlarının satın alınması, bunların her türlü ihtiyacının ve bakım masraflarının karşılanması, otlaklarının korunması gibi görevlerle yükümlü Dîvânü'1-kürâ" kuruldu. Bu daire ıstabl-ı hâssa halifeye ait özel ahır. ıstabl-ı âmme saraylılara ait umumi ahır, taşradan gelen misafirlerin bînekleriyle saraya hediye edilen hayvanların barındırıldığı ahır, ağır yük taşıyan katırlara ait ahır ve yarış develerinin ahırlarından sorumluydu. Güvenilir kişiler arasından seçilen Dîvânü'l-kürâ' başkanının hayvanların vasıflarını bilmesi ve onları iyice tanıması gerekirdi.

Gazneliler, Selçuklular ve Hârizmşahlar gibi Ortaçağ İslâm devletlerinde sarayın ve sultanın hayvanlarının bulunduğu ıstabl-ı sultanîden sorumlu kişilere "mîrâ-hur, âhursâlâr âhursâlâr pîri, âhurbeg", Karahanlı-lar'da ise "ilbaşı" denilirdi. Mîrâhurlann Gazneliler ve Selçuklular'da önemli kumandanlar arasından seçildiği anlaşılmaktadır. Nitekim Sultan Mahmûd-ı Gaz-nevî, Mîrâhur Ahmed Ali Nûştegin'İ XIV. Hint Seferi'nde öncü birliklerin kumandanlığına getirmişti; Sultan Mesud zamanındaki mîrâhur da kumandanlar arasında yer alıyordu. Mîrâhur İnanç Yabgu, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah'ın ölümünden sonra başlayan taht kavgalarında önemli rol oynamıştı. Kaynaklardan, Anadolu Selçuklularında I. İzzeddin Keykâvus zamanında Zeynüddin Basara ve I. Alâ-eddin Keykubad döneminde Esedüddin Ayaz adlı itibarlı kişilerin mîrâhur olarak görev yaptıkları öğrenilmektedir. Eyyûbî-ler'de de adı bilinen mîrâhurlardan Eşlem, Selâhaddîn-i Eyyûbî devrinin büyük emîr-lerinden biriydi. Memlükler'de ıstabl-ı sultanînin bakımından, atların terbiye edilmesinden ve yem ihtiyaçlarının karşılanmasından mesul olan mîrâhur mukadde-mü elf rütbesinde bir kumandandı. Memlükler'de çok sayıda mîrâhur unvanı taşıyan görevli vardı ve bunlar mîrâhûr-ı sâ-nî. mîrâhûr-ı sâlis, mîrâhür-ı râbi' gibi farklı rütbelere sahipti. Mîrâhurü'l-berîd ise istihbarat ve posta görevlileri için at ve teçhizat sağlamakla görevliydi. Bütün mîrâhurlardan sorumlu kişiye "mîrâhûr-i kebîr" deniliyordu. Mîrâhûr-ı kebîrlik çok önemli bir makamdı. Sultan Berkuk tahta geçmeden önce bu makamda bulunmuş, "Seyfü'd-dünyâ ve'd-dîn" lakabını da bu sırada almıştı.[650] Gurlular'-da ve Hindistan'da hüküm süren Türk-İslâm devletlerinde de mîrâhurluk önemli bir mevkiydi. Delhi'deki Memlûk sultanlardan Kutbüddin Aybeg ve Balaban Han daha önce bu görevi yapmışlardı. Delhi sarayında melik ve han unvanlarını taşıyan ve kendilerine "âhûrbeg-i meymene" ve "âhûrbeg-i meysere" denilen iki mîrâhur görev yapmaktaydı. Mîrâhurlann eyalet valiliğine ve ordu kumandanlığına getirildiği de bilinmektedir. Moğollar "akta" (ahta) adı verilen iğdiş edilmiş at kullanırlardı, bu sebeple mîrâhurluk görevini üstlenenlere "aktacı" (ahtacı) denilirdi. Akko-yunlular, Safevîler ve Kaçarlar devrinde de mîrâhurluk önemli bir görevdi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt