Mihaloğulları (Mihaloğlu)

Mihaloğulları

Osman Gazi döneminde, Hıristiyanken Müslümanlığı kabul ederek Osmanlıların hizmetine giren Mihal Bey (Köse Mihal)in soyundan gelen akıncı âilesi.


1313’te İslâmiyet'i kabul eden Mihal Gazi, ilk devir Osmanlı fetihlerinde önemli rol oynadı. Köse Mihal’in oğulları Ali, Aziz ve Balta beyler, ailenin ilk akıncı komutanlarındandı. Balta Beyin oğlu İlyas Bey, Yıldırım Bayezid devri fetihlerinde büyük yararlıklar gösterdi. 1402 Ankara Savaşı'na katıldı. Aziz Beyin oğlu Gazi Mihal de Rumeli fetihlerinde önemli rol oynadı. Bunun oğlu Mehmed Bey, 1402 Ankara Savaşından sonra Osmanlı şehzadelerinin saltanat mücadelelerinde, Musa Çelebi’ye beylerbeyi oldu. Ancak sonradan Çelebi Mehmed’i destekledi ve onun iktidarı ele geçirmesiyle de hizmetine girdi. Şeyh Bedreddin isyânı sırasında iftiraya uğrayarak bir müddet Tokat’ta tutuklu kaldı.

Sultan İkinci Murad’ın saltanatı sırasında, Evrenos, Turahan ve Gümlüoğlu gibi meşhur akıncı beyleri Rumeli’de hakimiyetini ilân eden Mustafa Çelebi (Düzmece Mustafa) yanında yer aldılar. Bursa’ya kadar gelen bu kuvvetler Osmanlı Birliğini yeniden parçalayacak bir güce erişmişlerdi. Ancak, tevkif edildiği hapisten çıkarılarak Bursa’ya getirilen Mihaloğlu Mehmed Bey, Ulubat Suyu kenarında Rumeli beylerini birer birer adlarıyla çağırarak onların Mustafa Çelebi tarafından Murad tarafına geçmelerini temin eyledi.

İkinci Murad Han, 1422 yılında İstanbul’u muhasara ettiği zaman bu defa da kardeşi Şehzade Mustafa isyan ederek İznik’i almıştı. Bunu haber alan Padişah, Mihaloğlu Mehmed Beyi akıncılarıyla İznik’e gönderdi. Mehmed Bey, İznik’e girdiği sırada Mustafa Çelebi’nin kumandanı Taceddin oğlu Mahmud Bey tarafından öldürüldü (1423). Ancak, vaziyete hakim olan Mihaloğlu’nun akıncıları isyanı önledikleri gibi, beylerini öldüren Taceddin oğlu Mahmud’u da saklandığı yerde yakalatıp katlettiler.

Mehmed Beyin oğulları Yahşi ve Hızır beyler de akıncı kumandanlıklarında bulundular. Bunlardan Hızır Bey, Plevne’de Yahşi Bey ise İhtiman’daki kuvvetlerin başındaydı. Hızır Beyin oğulları Bâli, Gazi Ali, İskender ve Gazi Firuz beyler Fatih Sultan Mehmed devrinde önemli başarılar kazandılar. Mihaloğullarının en ünlü beyi sayılan Gazi Ali Bey, 1462 Eflak Seferinde Voyvoda Üçüncü Vlad’ı (Kazıklı Voyvoda) Erdel’e (Transilvanya) kadar kovaladı. Bosna’ya akınlar düzenledi ve büyük ganimetlerle döndü (1463-64). Mehmed Paşa ile birlikte Yanya kuşatmasına katıldı (1464). Semendre’deki bir çarpışmada ünlü Macar komutanı Scilgoyi’yi esir aldı. Yaptığı akınlarda düşmanlarına büyük bir korku ve dehşet veren Ali Bey, bölge halkına da o derece adaletli ve hoşgörülü davrandı. Bu durum, daha sonra bölge halkının tamamının Osmanlı hakimiyetine geçerek İslâmlaşmasında büyük rol oynadı.

Gazi Ali Bey, daha sonra Fatih tarafından, imparatorluğun doğu sınırını korumak ve Uzun Hasan kuvvetlerine karşı Tokat baskınına mübadele olmak üzere, düşman arazisini vurmağa ve haber almağa memur edildi. Otlukbeli Savaşı'na (1473) katıldı. Ertesi yıl kardeşleri Bâli ve İskender beylerle birlikte Macaristan, Venedik ve Arnavutluk üzerine akınlar düzenledi. 1478 Mayısında İşkodra’yı muhasara eden Gazi Ali Bey, kuşatmaya Rumeli Beylerbeyi Davud Paşa'nın gelmesi üzerine Venedik’e akınlarda bulundu. İkinci Bayezid Han döneminde Eflâk ve Boğdan’a akınlar düzenleyen Gazi Ali Bey, 1492’de Alman İmparatoru Maksimilyan’ın kumandanlarından Rodolf dö Keves’in kendisinden kat kat üstün kuvvetlerine karşı giriştiği bir muharebede şehit düştü.

Gazi Ali Bey’in oğullarından Mehmed Bey, Çaldıran Savaşı'nda öncü birliklerin komutanlığını yaptı. Hersek Sancakbeyliğinde bulundu. Kardeşi Hızır Bey de Segedin Sancakbeyiydi (1542). Akıncı Mihaloğulları soyu, İhtimalı ve Plevneli olarak iki koldan günümüze kadar gelmiştir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt