Kol Gezmek

Kol Gezmek

Osmanlılar zamanında şehir ve kasabaların âsâyişini muhafaza maksadıyla zabıta memurlarının dolaşması. Kola çıkmak.




Tanzimat'tan evvel sadrazamlar, yeniçeri ağaları, kaptan paşalar kola çıkarlar, yolsuz hareketi görülenleri cezalandırırlardı. Tanzimat'tan sonra kurulan zaptiyelerin ve daha sonra polislerle jandarmaların gece ve gündüz, inzibat ve âsâyişin temini maksadıyla, çarşı pazarlarla mahalle aralarında dolaşmalarına da “kol gezmek” denirdi. Yine bu mânâda “devriye gezmek” tabiri de kullanılırdı.

Geceleri sokakta fenersiz gezmesinden dolayı şekil ve kıyafetinde, kendinde şüphe uyandıran kimseler de kol gezenler tarafından çevrilir. Bunlar karakola ve zindana gönderilmeyip sabaha kadar çalıştırılmak suretiyle cezalandırılmak üzere mahalle hamamının külhanına gönderilirdi.

İstanbul’un hemen her mahallesinde bulunan hamamların sabah namazından bir iki saat evvel hazır ve açık bulundurulması âdetti. Oldukça ağır ve pis işlerden sayılan külhancılık eskiden ekseriyetle Ermeniler tarafından görülürdü. Külhancılar, devriye tarafından yakalanıp kendilerine teslim olunanları sabaha kadar odun taşımak, külhan ocaklarını temizlemek gibi işlerde çalıştırırlar ve sabahleyin üstleri başları kurum ve kir içinde bunları salıverirlerdi.

Fenersiz gezen hüviyeti meçhul adamların bu suretle hamamlara teslim edilmesi, hem kol gezenleri karakola kadar gitme zahmetinden kurtarır, hem de bir daha kimsenin fenersiz gezmemelerini temin ederdi.

Kol gezenlerin tatbik ettikleri bu cezalar kanunî olmaktan ziyade örfî idi. Öyle ki, Osmanlılar zamanındaki bu idarî sistem, günümüzde bazı tabirleriyle hâlâ yaşamaktadır: (Hastalık) Kol geziyor, külhanî, fenersiz yakalanmak gibi.
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Koloni bởi Tarih Öğretmeni,
Karakol Cemiyeti bởi Tarih Öğretmeni,
Kolonizasyon bởi Talebe,

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt