- Katılım
- 13 Şub 2021
- Konular
- 31
- Mesajlar
- 4,839
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 394
- Puanları
- 83
- Yaş
- 53
- Konum
- Türkiye
- Web sitesi
- tarihbilinci.com
- Meslek - Branş
- Tarih Öğretmeni
Yazarın son konuları
@Akıncı Vezir olmuştur
akıncı Yeni Çeri Ağası olmuştur
Ramazan Bayramı İdari İzin
2024 Yılı Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Kılavuzu
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Ders ve Ünitelere Göre Tasniflenen Sanal Müzeler, Öğrenci ve Öğretmenlerin Kullanımına Açıldı
MEB Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü Mevzuat Kitapçığı
İkinci Dönem Ortak Yazılı Sınavlara Yönelik Örnek "Konu Soru Dağılım Tabloları" Yayımlandı
akıncı Yeni Çeri Ağası olmuştur
Ramazan Bayramı İdari İzin
2024 Yılı Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Kılavuzu
Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Seçme ve Görevlendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
Ders ve Ünitelere Göre Tasniflenen Sanal Müzeler, Öğrenci ve Öğretmenlerin Kullanımına Açıldı
MEB Ölçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü Mevzuat Kitapçığı
İkinci Dönem Ortak Yazılı Sınavlara Yönelik Örnek "Konu Soru Dağılım Tabloları" Yayımlandı
Kalyon
Yelkenli ve kürekli en büyük savaş ve yük gemisi.
Osmanlı kalyonlarının, üç ambarlı ve kapak adı verilen iki çeşidi vardı. Üç ambarlı, en üst güvertesinden başka iki alt güvertesinde top bataryası bulunan, ağır ve hantal yapılı, yalnız yelkenle yürütülen bir gemi tipiydi. Kapak, ana güvertesinden başka iki alt güvertesinde top bataryası bulunan, daha hafif bir kalyondu. Buna “karaka” da denirdi. Osmanlı denizciliğinde kalyon, ilk defa, Sultan İkinci Bayezid Han devrinde kullanıldı. Kanunî Sultan Süleyman Han devrinde de, bin beş yüzden iki bin tonilâtoya kadar yük taşımaya müsait, karaka türünden büyük gemi kullanılırdı. Bu gemiler, her ne kadar kürekle sevk olunur ise de, hareketleri yelken ve direğe, yani rüzgâra bağlı olduğundan, savaş sırasında rüzgâr esmediği zamanlarda pek fazla işe yaramazlardı. Osmanlılar, bu tür gemileri, nakliyat işlerinde kullanırlardı.
Kalyonda çalışanların aylıklarını, yiyecek ve içeceklerini ve levazım hesaplarını tutan, vazifeli kalyon kâtibi bulunurdu. Kalyonlarda, bugünkü doktor albay rütbesinde, kalyon tabibi vardı. Kalyonlarda vazifeli askerler, kalyoncu diye tabir edilirdi.
Kalyoncuların özel bir kıyafeti vardı. Bir metre uzunluğunda yatağan bıçaklar ve özel tabancalar kullanırlar, başlarına, bellerine şal takarlar, omuzlarına mevsime göre yapılmış bornoz atarlardı. Bazen başlarına sarıklar sararlar, sırma ve düz kaytandan işlemeli şalvar giyerlerdi.
Ayakkabıları küt burunlu, üzerinden ayak parmakları görülecek biçimdeydi. Buharlı gemilerin yapımından sonra, diğer yelkenli harp gemileri gibi kalyonlar da ortadan kalktı.
Yelkenli ve kürekli en büyük savaş ve yük gemisi.
Osmanlı kalyonlarının, üç ambarlı ve kapak adı verilen iki çeşidi vardı. Üç ambarlı, en üst güvertesinden başka iki alt güvertesinde top bataryası bulunan, ağır ve hantal yapılı, yalnız yelkenle yürütülen bir gemi tipiydi. Kapak, ana güvertesinden başka iki alt güvertesinde top bataryası bulunan, daha hafif bir kalyondu. Buna “karaka” da denirdi. Osmanlı denizciliğinde kalyon, ilk defa, Sultan İkinci Bayezid Han devrinde kullanıldı. Kanunî Sultan Süleyman Han devrinde de, bin beş yüzden iki bin tonilâtoya kadar yük taşımaya müsait, karaka türünden büyük gemi kullanılırdı. Bu gemiler, her ne kadar kürekle sevk olunur ise de, hareketleri yelken ve direğe, yani rüzgâra bağlı olduğundan, savaş sırasında rüzgâr esmediği zamanlarda pek fazla işe yaramazlardı. Osmanlılar, bu tür gemileri, nakliyat işlerinde kullanırlardı.
Kalyonda çalışanların aylıklarını, yiyecek ve içeceklerini ve levazım hesaplarını tutan, vazifeli kalyon kâtibi bulunurdu. Kalyonlarda, bugünkü doktor albay rütbesinde, kalyon tabibi vardı. Kalyonlarda vazifeli askerler, kalyoncu diye tabir edilirdi.
Kalyoncuların özel bir kıyafeti vardı. Bir metre uzunluğunda yatağan bıçaklar ve özel tabancalar kullanırlar, başlarına, bellerine şal takarlar, omuzlarına mevsime göre yapılmış bornoz atarlardı. Bazen başlarına sarıklar sararlar, sırma ve düz kaytandan işlemeli şalvar giyerlerdi.
Ayakkabıları küt burunlu, üzerinden ayak parmakları görülecek biçimdeydi. Buharlı gemilerin yapımından sonra, diğer yelkenli harp gemileri gibi kalyonlar da ortadan kalktı.
SON KONULAR