Konu Özeti Konu Anlatımı İki Kutuplu Dünya ve Türkiye

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 1K

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
547
Mesajlar
4,047
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
6. 2. İKİ KUTUPLU DÜNYA VE TÜRKİYE

-II. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin başını çektiği Batı Bloku ülkeleri ile SSCB’nin önderliğindeki Doğu Bloku ülkeleri arasında ekonomik, askerî, ideolojik, siyasi ve kültürel alanlarda büyük çekişmeler yaşanmaya başladı. -1960’lara kadar devam eden bu süreç aynı zamanda Soğuk Savaş Dönemi olarak da adlandırılmaktadır.

-II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan Soğuk Savaş Döneminde Batı Bloku ve Doğu Bloku elinde etki ve tahrip gücü yüksek nükleer ve kimyasal başlıklı silahlar olmasına rağmen bir sıcak çatışmada olmadan 1991’de SSCB’nin dağılmasına kadar devam etti.

6.2. 1. Doğu Bloku

-II. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan iki süper güçten biri Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ydi (SSCB). -SSCB’nin bu kadar güçlenmesinde Almanya, İtalya ve Japonya’nın savaştan yenilgiyle çıkmaları, İngiltere ve Fransa’nın savaşı kazanmalarına rağmen büyük ölçüde yıpranmış olmaları etkili oldu.

-SSCB, II. Dünya Savaşı’nda Almanları yenilgiye uğrattıktan sonra Doğu Avrupa’da ilerleyerek bu topraklardaki Alman işgaline son verdi.

-SSCB savaşın sonlarına doğru Doğu ve Orta Avrupa’daki ülkelerden birçoğunu işgal etti.

-SSCB, denetimi altındaki ülkelerde komünist partileri iktidara getirip muhalefet partilerini tamamen tasfiye etmeden buralardan çekilmedi.

-Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Çekoslovakya’daki muhalefet, baskı yoluyla tamamen tasfiye edildi.

-Bu ülkeler komünist partiler iktidara getirilerek kontrol altına alındı.

-Anayasaları değiştirilerek sosyal, siyasal ve ekonomik düzenleri Sovyet modeline göre yeniden kuruldu.

-SSCB, Doğu Avrupa ülkeleriyle dostluk, iş birliği, saldırmazlık gibi antlaşmalar yaparak bir blok oluşturdu ve bu ülkeleri daha sıkı denetim altında tutmaya çalıştı.

Doğu Bloku Teşkilatları

Cominform


-SSCB’nin öncülüğünde Doğu Bloku üye devletlerinin kendi aralarındaki iş birliğini artırmak için farklı alanlarda teşkilatlanmalara gidildi.

-İlk olarak 5 Ekim 1947’de Cominform kuruldu.

-Cominform ile SSCB ve komünist rejimler arasında siyasi ve ideolojik bağ sağlandı.

Comecon

-Marshall Planı ve Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütüne karşı SSCB öncülüğünde Comecon (Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi) kuruldu (25 Ocak 1949).

-Comecon’un amacı; üye ülkelerde ekonomik gelişmeyi hızlandırmak, bilimsel ve teknik gelişmeye önem vermek ve üye ülkeler arasındaki dayanışmayı sağlamaktı.

Varşova Paktı

-Askerî alanda da Varşova Paktı kuruldu.

-NATO’yu varlığına tehdit olarak gören SSCB öncülüğünde; Arnavutluk, Doğu Almanya, Bulgaristan, Macaristan, -Polonya, Romanya ve Çekoslovakya’nın katılımıyla kuruldu (14 Mayıs 1955).

-Kuruluş amacı NATO’ya karşı sosyalist ülkeler arasında dostluk ve askerî yardım sağlamaktı. Varşova Paktı, -Soğuk Savaş’ın bitmesiyle 1991’de dağıldı.

6. 2. 2. Batı Bloku

-II. Dünya Savaşı sonrasında SSCB’nin yayılma tehlikesi karşısında İngiltere Başbakanı Winston Churchill (Vinstın Çörçıl), ABD’ye bu tehdidi önlemek için çağrıda bulundu.

-İngiltere, 21 Şubat 1947’de ABD’ye Türkiye ve Yunanistan’la ilgili uyarı niteliğinde iki nota verdi.

-Bu notalarda Türkiye ve Yunanistan’ın Batı savunması için önemi vurgulandı.

-İngiltere’nin Yunanistan’daki askerlerini de geri çekmek zorunda olduğu açıklandı.

-SSCB tehdidine karşı ABD’nin sorumluluk üstlenmesi istendi.

Batı Blokunun Teşkilatları

-SSCB’nin yayılmacı politikasının karşısında kendisini “Hür Dünya” olarak adlandıran Batı Bloku ülkeleri ABD öncülüğünde belli alanlarda teşkilatlanmalara gitti.

-SSCB tehdidine tek başına direnmesi mümkün olmayan ülkelerin bir araya getirilerek bu durum aşılmaya çalışıldı.

-NATO ve Avrupa Konseyi gibi oluşumlar bu amaçla kuruldu.

-Truman Doktrini ve Marshall yardımı projesi de bu siyaseti destekleyen adımlardı.

Truman Doktrini

-ABD Başkanı Harry S. Truman (Hery S. Truman), 12 Mart 1947’de Avrupa’yı desteklemek ve güçlendirmek için Truman Doktrini’ni ilan etti.

-Truman, Amerikan Kongresine sunduğu bildiride Türkiye ve Yunanistan’a yardım yapılması için kendisine yetki verilmesini istedi.

-ABD, Truman Doktrini ile iki temel amaca ulaşmaya çalıştı: Bu amaçlardan öncelikli olanı dünyanın neresinde olursa olsun SSCB’nin yayılmasını engellemek ABD’nin ekonomik ve siyasal hâkimiyetinin genişlemesini sağlamaktı. İkinci amaç ise SSCB tehdidine karşı Türkiye ve Yunanistan’a askerî yardım yapmaktı.

Marshall Planı

-ABD, Avrupa’nın ekonomik yönden güçlü olduğu takdirde SSCB’nin siyasi yayılmacılığına karşı koyabileceğini düşünüyordu.

-Bu nedenle ABD, 1945-1946 yılları arasında Batı Avrupa ülkelerine 15 milyar dolarlık yardımda bulundu.

- ABD Dışişleri Bakanı George Marshall (Corç Marşal), 5 Haziran 1947’de yaptığı açıklamada ABD’nin, Avrupa’nın ekonomik kalkınması için yapacağı girişimden önce, Avrupa ülkelerinin kendi aralarında ekonomik iş birliği sağlamaları gerektiğini belirtti.

NATO’nun Kuruluşu

-Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO: North Atlantic Treaty Organization), Soğuk Savaş Dönemi’nde SSCB’ye karşı kurulan geniş kapsamlı bir savunma ittifakıdır.

-ABD, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Norveç, Danimarka, İzlanda, Portekiz, İtalya ve Kanada’nın katılımıyla 4 Nisan 1949’da kuruldu.

-NATO’nun oluşturulmasının ana fikri SSCB yayılmasına ve tehdidine karşı etkili bir set kurmaktı.

-NATO yapılanması sonucunda SSCB öncülüğünde oluşan Doğu Bloku’na karşı Batı Bloku oluşturuldu.

Avrupa Konseyi

-Avrupa Konseyinin kuruluş amacı, her alanda üye ülkeler arasında güven oluşturup iş birliği sağlamaktır.

-5 Mayıs 1949’da Londra Antlaşması ile İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Danimarka, İrlanda, İtalya,Norveç ve İsveç arasında kurulan konsey sadece Avrupa devletlerini kapsayan ve askerî niteliği olmayan bir teşkilattır.

6. 2. 3. Doğu ve Batı Arasındaki Türkiye

Türkiye-SSCB İlişkileri


-II. Dünya Savaşı’ndan sonra müttefikler arasında yapılan konferanslarda Türkiye üzerindeki Sovyet tehdidi açık bir şekilde ortaya çıktı.

-Yalta Konferansı’na katılan SSCB lideri Stalin, II. Dünya Savaşı sonunda ortaya çıkan koşullar nedeniyle Boğazların statüsünün aynen devam edemeyeceğini dile getirdi.

-Bu doğrultuda Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin günün koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmesini ve SSCB lehine değişiklikler yapılmasını talep etti.

-ABD, SSCB’nin karşısında yer alırken, Sovyet Rusya tehdidine maruz kalan Türkiye’nin de Batı ile olan ilişkileri gelişti.

-Türkiye siyasi alanda ABD’nin desteğini aldı.

-Türkiye ile SSCB arasındaki siyasi gerginlik 1953’e kadar sürdü.

-SSCB 30 Mayıs 1953’te yaptığı açıklamayla, II. Dünya Savaşı’ndan sonra gündeme getirdiği taleplerinden vazgeçtiğini resmen bildirdi.

-Türkiye ve SSCB arasındaki ilişkiler de bu tarihten sonra yumuşamaya başladı.

Türkiye ve Truman Doktrini

-Truman Doktrini ile SSCB’nin yayılmacılık politikasının tehdidi altında kalan Yunanistan ve Türkiye’ye askerî ve ekonomik yardımlar yapıldı.

-ABD’nin yapacağı yardım açıklaması Türk siyasetçileri tarafından olumlu karşılandı.

-Truman Doktrini, Türk dış politikasında da büyük değişikliklere yol açtı.

-Truman Doktrini’nin uygulanmasından sonra Türkiye, tamamen Batı Bloku yanlısı bir dış politika izlenmeye başladı.

-Truman Doktrini’yle dış politikada Batı Bloku’na yaklaşan Türkiye NATO’ya katılmak istedi.

-Kore Savaşı’nda Doğu Bloku’nun yayılmacılığına karşı dünyayla birlikte hareket eden Türkiye, Batı Bloku ülkelerinin desteğini kazandı.

Türkiye’nin Avrupa Konseyine Üye Olması

-Soğuk Savaş Dönemi’nde Türkiye’nin dış politikasının temel hedefi, Batı ile siyasi ve ekonomik ilişkiler içinde olmaktı.

-Bu doğrultuda Türkiye, Avrupa Konseyi içinde yer almak istiyordu.

-Türkiye, Avrupa Komisyonu kurulduktan kısa bir süre sonra Yunanistan ve İzlanda ile birlikte Ağustos 1949’da Avrupa Komisyonuna davet edildi.

-Türkiye bu süreçten sonra, komisyonun kurucu üyeleri arasında sayıldı.

-Türkiye’nin komisyona kesin katılımı ise TBMM tarafından 12 Aralık 1949’da onaylandı.



Türkiye’nin NATO’ya Katılması

-NATO, 4 Nisan 1949’da 12 devletin katılımıyla kuruldu.

-Türkiye ise başlangıçta NATO’nun dışında kaldı.

-14 Mayıs 1950 seçimleri sonucu iktidara gelen Demokrat Parti, NATO’ya katılma çalışmalarına hız verdi. -Türkiye’nin NATO’ya katılma sürecinde Kore Savaşı’nın başlaması ile Türkiye’nin Birleşmiş Milletler -NATO’ya katılma konusunda Kore Savaşı, Türkiye için önemli bir dönüm noktası oldu.

-Türkiye’nin NATO’ya kabul edilmesini sağlayan bir başka gelişme ise SSCB’nin nükleer silah edinmesi oldu. -1949’da SSCB, atom silahına sahip olduğunu resmen açıkladı.

-ABD, SSCB’nin olası bir nükleer saldırısına karşılık verebilmek için SSCB’ye yakın bölgelerde askerî üslere ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Bunun için de Türkiye’nin NATO’ya alınmasını istedi.

-22 Ekim 1951’de Türkiye ile Yunanistan’ın NATO’ya katılımını sağlayan protokol imzalandı.

-TBMM, 18 Şubat 1952’de Kuzey Atlantik Antlaşması ve Protokolü’nü onaylayınca Türkiye NATO’ya resmen katıldı.

Türk Askeri Kore’de

-II. Dünya Savaşı’nda Japonya teslim olduktan sonra Kore’nin kuzeyini SSCB, güneyini ise ABD denetim altına aldı.

-Kore, 38. enlem sınır kabul edilerek Güney Kore ve Kuzey Kore olmak üzere ikiye ayrıldı.

-SSCB ve ABD arasında gerçekleşen görüşmelerden bir sonuç çıkmayınca Kore’nin birleşmesi gerçekleşmedi. -ABD’nin desteklediği Güney Kore’de yapılan seçim neticesinde 17 Temmuz 1948’de Güney Kore Cumhuriyeti kuruldu.

-SSCB’nin desteklediği Kuzey Kore’de de seçimler yapıldı ve 9 Eylül 1948’de Kore Halk Cumhuriyeti kuruldu. -Siyasi olarak ikiye bölünen Kore’de yaşanan gerginlikler bitmedi ve bir savaşa dönüştü.

-25 Haziran 1950’de SSCB’nin desteklediği Kuzey Kore birlikleri, Güney Kore’deki askerlerin sınırı geçtiklerini ileri sürerek Güney Kore’ye saldırdı.

-Savaşın başlamasıyla ABD, Güney Kore’ye yardım göndermeye başladı ve Birleşmiş Milletleri harekete geçirdi.

- -Alınan kararla ABD’nin önderlik ettiği bir Birleşmiş Milletler Kuvveti oluşturuldu ve komutanlığına da Amerikalı General Mac Arthur (Mak Artur) getirildi.

-ABD’den sonra Kore’ye asker gönderen ikinci ülke Türkiye oldu.

-Kore Türk Tugayı Komutanlığına Tuğgeneral Tahsin Yazıcı; Piyade Alay Komutanlığına da Celal Dora atandı. -Birleşmiş Milletler Barış Gücü Komutanlığı bünyesinde savaşan Türk askeri, başarılı bir şekilde mücadele etti. -Çok şiddetli geçen Kunuri Muharebeleri’nde önemli başarılar kazanan Türk ordusu, büyük kayıplar verdi.

-Üç yıl süren Kore Savaşı’nda taraflar birbirlerine üstünlük sağlayamadılar.

-1950’de başlayan savaş, 27 Temmuz 1953 Panmunjom Ateşkes Anlaşması ile sona erdi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt