Konu Özeti Konu Anlatımı II. Dünya Savaşı Sürecinde Türkiye’de Meydana Gelen Siyasi, Ekonomik ve Sosyokültürel Gelişmeler

  • Konbuyu başlatan Talebe
  • Başlangıç tarihi
  • Cevaplar 0
  • Görüntüleme 2K

Talebe

Yönetici
Katılım
14 Şub 2021
Konular
559
Mesajlar
4,059
Tepkime puanı
10,674
Puanları
113
Meslek - Branş
Öğretmen - Tarih
Talebe Hakkında ek bir bilgi sağlanmamış.
II. DÜNYA SAVAŞI SÜRECİNDE TÜRKİYE’DE MEYDANA GELEN SİYASİ, EKONOMİK VE SOSYOKÜLTÜREL GELİŞMELER

2.7.1. II. Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye İç Siyaseti


-İsmet İnönü döneminin büyük bir kısmı II. Dünya Savaşı içinde geçti.

-Türkiye savaşa katılmadı fakat savaşın yükünü önemli ölçüde üstlendi.

- En verimli dönemlerinde olan genç kuşaklarını yıllarca silah altında tuttu.

-II. Dünya Savaşı, dönemin bütün politikalarını etkiledi.

-İnönü döneminin en önemli siyasal girişimlerinden biri de 17 Nisan 1940’ta öğretmen yetiştirmek ve kırsal kesimde ilköğretime dair öğretmen sorununu çözmek için oluşturulan Köy Enstitüleri Kanunu’nu çıkarmak oldu.

-Mayıs 1944’te Almanya’nın savaşı kaybetmesinin kesinleştiği sırada açılan Irkçılık-Turancılık Davası ile bir grup Turancı tutuklandı.

-Bazı dergiler ve gazeteleri kapatıldı.

-Muhalefetin önlenmeye çalışıldığı bu dönemde 11 Haziran 1945 tarihli Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun 17 ve 21. maddeleri üzerindeki tartışmalar sonrasında Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü Dörtlü Takrir’i verdiler.

-Dörtlü Takrir sonrasında CHP’den istifa eden bu isimler Demokrat Partiyi kurup ülkede demokratik cumhuriyetin gelişmesine katkı sağladılar.

-II. Dünya Savaşı, 1929 Ekonomik Buhranı’nın Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz yansımalarının derinden hissedildiği 1930’lu yılların üzerine geldi.

Savaşan ülkeler Türkiye’ye yaptıkları ihracatlarını durdurmak zorunda kaldı.

-II. Dünya Savaşı Türkiye’nin ihracatında büyük bir azalmaya yol açtı.

-II. Beş Yıllık Sanayi Planı’nın hayata geçirilmesini engelledi.

-Demir, çelik, çimento, kâğıt, cam ürünleri, şeker, pamuklu dokuma gibi sektörlerde üretim düştü.

-Büyük toprak sahipleri de savaş döneminde kâr etmenin yollarını buldular.

-1942 ve 1943 yıllarında tarım ürünlerinin fiyatlarının yükselmesiyle ürünlerini piyasaya rahatça sürebilen büyük toprak sahipleri bol kazançlar elde eden savaş zenginleri olarak ortaya çıktı.

-Millî Korunma Kanunu’na göre Petrol Ofisi (1941) kuruldu.

-II. Dünya Savaşı boyunca Türkiye’de yaşanan ekonomik bunalım, enflasyon ve vurgunculuk Varlık Vergisi uygulamasını gerekli kılacak koşulların oluşmasına yol açtı.

-Kasım 1942’de Varlık Vergisi Kanunu’nu kabul etti.

-Varlık Vergisi, gelen tepkiler üzerine Mart 1944’te yürürlükten kaldırıldı.

-Tarım kesimini vergilendirmek için Haziran 1943’te Toprak Mahsulleri Vergisi Kanunu (TMV) ile çiftçilerin yetiştirdikleri ürünün %10’unu ya nakden ya da ayni ödeyecekleri bir vergi yasası çıkarıldı.

-Yasa 1944’te revize edildi, 1946’da da yürürlükten kaldırıldı.

-II. Dünya Savaşı içerisinde hükümetin ekonomiye dair müdahaleleri sonuç vermeyince karne usulü uygulaması başlatıldı. Karne usulü ilk olarak ve en yaygın biçimde ekmekte uygulandı (14 Ocak 1942).

-Hayat pahalılığı, temel gıda ve tüketim maddelerinin yetersizliği ve ihtikâr (karaborsa) uygulamaları toplumsal sorunları beraberinde getirdi.

-Hükûmet narh sistemi, fiyat denetimi ve karne uygulaması gibi çeşitli yollarla ekonomiye müdahale ederek savaşın yarattığı olumsuzlukları gidermeye çalıştı.

-İlk Toprak Mahsulleri Vergisi yanında hayvan vergisi ve angarya yükümlülükler öngören Yol Vergisi gibi vergiler de fakir köylüyü sarstı.

-Refik Saydam Hükûmeti ekonomiyi ve fiyatları denetim altına almak için 18 Ocak 1940’ta Millî Korunma Kanunu’nu çıkarttı.

-Ticaret Ofisi ve İaşe Müsteşarlığı gibi kurumlar kuruldu.

-Böylece bir savaş ekonomisi dönemi başladı. Hükümet bu yasa ile fiyatları saptamada, ürünlere el koymada hatta zorunlu çalışma yükümlülüğü getirmede neredeyse sınırsız yetkiler elde etti.

2.7.2. Demirağ ve Hürkuş

-Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında hava harp sanayisinde girişimci olarak Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ görülür.

- Vecihi Hürkuş 1941 yılında yaptığı Türk yapımı ilk uçakla İstanbul’dan Divriği’ye uçtu.

-1936’da havacılık sanayisinin ilk temellerini atmaya başlayan Nuri Demirağ, “Mademki bir millet tayyaresiz yaşayamaz, öyleyse bu yaşama vasıtasını başkalarının lütfundan beklememeliyiz.” ilkesiyle yola çıktı.

Demirağ’ın Yaptığı İlkler:

• 1922’de ilk Türk sigara kâğıdını üretti.

• Ankara’nın doğusuna ilk demir yolunu yaptı.

• İstanbul Boğazı’na özel köprü yaptırmayı projelendirdi.

• Bursa’da Sümerbank’ın Merinos fabrikasını kurdu.

• İzmit’te selüloz fabrikasını kurdu.

• İstanbul’daki büyük hal binasını yaptı.

• Seri üretim olarak 1936’da ilk Türk uçağını yaptı.

• Karabük’te demir ve çelik fabrikasını kurdu.

• İlk yerli paraşütü yaptı.

• Sivas’ta çimento fabrikası kurdu.

• Çok partili rejimdeki ilk muhalefet partisini kurdu. II.Dünya Savaşı’ndan sonra çok partili hayata geçişte (1945) ilk muhalefet partisi olan Millî Kalkınma Partisinin kurucuları arasında yer aldı ve partinin genel başkanlığını üstlendi.

-1954 seçimlerinde Demokrat Partiden Sivas’ta müstakil aday gösterildi ve Sivas mebusu olarak Büyük Millet Meclisine girdi.

Vecihi Hürkuş,

-Tayyare Onanm ve Türk Motor Anonim Şirketinde (TOMTAŞ) şef pilot (test pilotu) olarak görev yaptı.

-Almanya’da Dassault firmasının üretim ve uçuş hattındaki uçakları üzerinde ihtiyaç duyulan değişiklikleri şahsen yaptı ve onlara yeni öneriler sundu.

-TOMTAŞ’ın siparişi olan Junkers A-20 uçağında, Almanya’da Vecihi Hürkuş’un katkılarıyla yapılan değişikliklerle Ju A-35 tipi üretildi.

-Askerî pilot, uçak imalatçısı ve uçak mühendisi olan Vecihi Hürkuş, Türk havacılık tarihinde önemli bir isimdir.

2.7.3. Türkiye’de Radyo Yayıncılığının Kuruluşu ve Gelişimi

-Türkiye’de radyo yayıncılığı özel bir şirket olan Türk Telsiz Telefon Anonim Şirketi (TTTAŞ) tarafından 1927’de başlatıldı.

-Başlangıçta yalnızca bir eğlence aracı olarak topluma sunulan radyo, sonraki süreçte kültür ve sanatın geliştirilmesi, halkın eğitimi, ulusal bilincin aşılanması gibi millî rolleri de üstlendi.

-Türkiye Cumhuriyeti, yeni kültürün aktarılması, vatandaşa doğru ve bilimsel bilgi verilmesi amacıyla çiftçilikten klasik müziğe uzanan bir yelpazede çeşitli konularda halkı bilinçlendirmek için radyo yayıncılığına büyük önem verdi.

-Ülke kültürü içinde gelişen müzik, folklor, spor, siyaset ve yeni hayata yön veren pek çok olgu radyonun anlatım alanı içindeydi.

-Ülkemizde ilk olarak Ankara Radyosu 1943’ten sonra düzenli yayınlara başladı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt