Baltacı Mehmet Paşa

Baltacı Mehmet Paşa

Çorum'un Osmancık kasabasından olan Mehmet Paşa, akrabasından Hacı Sefer isminde birisi vasıtası ile eski saray baltacıları ocağına yazdırılmış, sesinin güzelliği ve musikiye vukufu sebebiyle kendisine Pakçe müezzin lakabı verilmiştir.
Mehmet Ağa daha sonra Darüssaade ağası yazıcılığı halifeliği (ağa yazıcısı muavinliği) ile terakki ederek şehzadeliğinde kendisini tanıdığı Üçüncü Ahmet hükümdar olunca birinci imrahorluğa tâyin olunmuştur. Mehmet Ağa bir sene sonra yani 8 Receb 1116 da Küçük Osman Paşa'nın yerine vezirlikle kaptan Paşa olmuştur.
Kalaylıkoz Ahmet Paşa'nın sadaretten azlinde görüldüğü üzere, bunun hilesiyle Ahmet Paşa'nın azli kararlaştırılınca, pâdişâh kendisinin yetiştirmesi olduğu için, sözüne îtimad ettiği şeyhulislâm Paşmakçızâde Ali Efendi ile görüştükten sonra sadaret makamına Baltacı Mehmet Paşa'yı münasip gördü ve kapı ağası Hacı Mustafa ağa vasıtasıyla Kalaylıkoz'dan alınan mühr-ı hümâyun, Baltacı Mehmet Paşa'ya verildi (27 Şaban 1116-25 Aralık 1704).
Baltacı Mehmet Paşa, Kalaylıkoz aleyhindeki hileciliğinin cezasını gördü; hasımları tarafından pâdişâha vaki münafıklıklar ve tezvirler ile hükümdarı kendisinden soğuttular; bundan başka Sultan Ahmet, Baltacı'nın, Kalaylıkoz aleyhindeki tertiplerini sonradan Öğrenmiş olduğundan müteessir olmuş ve sadr-ı azama gücenikliği artmıştı.
Boş boğazlığı ve sevmediği kimseleri türlü türlü hilelerle kirletmek âdeti olduğundan, sadareti esnasında da aynı yolu takib etti ve tâyinlerden aldığı rüşvetlerin bir kısmını "pâdişâha veriyorum" diye imalarda bulunmakta idi. "Sadarette her işime karışıyorlar" diye istiğna gösterip "ben bu işin ehli değilim, iki öküz ile çiftçi olmak gerekti" gibi sözlerle sadarette müstakil olmadığını îma yollu sözler söylüyordu; filhakika bir kısım işleri saraydaki mukarripler tarafından baltalanıyordu.
Baltacı Mehmet Paşa, Darüssaade ağası Süleyman ağa ile Şeyh-ul islâm Paşmakcızâde'ye diş geçiremeyip onlarla beraber olan ve perde arkasından vezir-i âzamın icraatına mâni olmağa çalışan silâhtar Ali ağa Damad Şehid Ali Paşa) ve Darüssaade ağa yazıcısı İbrahim efendi (Damad Nevşehirli İbrahim Paşa)'yi de mutadı olan iftiralarla İstanbul'dan uzaklaştırmağa muvaffak olamayınca teessürü artmıştı; "sadarette müstakil değilim" demesi, işlerine bu zatların engel olmalarından dolayı idi.
İşte yukarıda adı geçen hasımlarının haklarından gelememesi ve bunların sadrâzam aleyhinde çalışmaları neticesinde ortada makul bir sebep yokken 18 Muharrem 1118 -12 Mayıs 1706 da saraya davet olunarak pâdişâh kendisiyle buluşmayıp bostancılar mektebinde tevkif edilmiş ve Darüssaade ağası vasıtasıyla mühr-i hümâyun alınarak üçüncü vezir Çorlulu Ali Paşa'ya verilmiştir.
Baltacı Mehmet Paşa, saraydan derhal izmit'e gönderilip oradan da Sakız adası muhafızlığına tâyin olunarak yola çıkarılmış ise de, zevcesi olan hanım, pâdişâh tarafından verilmiş makbul bir cariye olduğundan onun rica ve istirhamıyla Marmara adasından geri çevrilerek Erzurum valiliğine tâyin edilmiştir.
Baltacı Mehmet Paşa 1119 Rebiulevvel - 1707 Haziran başlarına kadar Erzurum'da kaldıktan sonra Sakız adası muhafızlığına tâyin edilmiştir. Bundan sonra 1120 Zilhicce -1709 Martta Haleb valisi olan Baltacı iki buçuk sene burada kaldı.
Rusların Karlofça ahidnamesi'ne mugayir hareketleri sebebiyle neticenin bir harbe neden olacağı anlaşıldığından, ordu sevk ve idaresinde muktedir bir vezirin bulunması lüzumu nedeniyle, Baltacı'nın birinci sadaretinde aleyhinde olan dedikodular yavaş yavaş meziyetlerine ve medh ü senasına inkılâp etmekte idi. Hattâ, Baltacı'nın aleyhtarı olan Silahdar Ali ağa, Baltacı Mehmed Paşa'nın birinci sadaretinde kethüdası bulunan Ali ağa'nın kendisine verdiği teminat üzerine Mehmet Paşa'nın sadaretini padişaha tavsiye etmiştir. Bunun üzerine üçüncü Ahmed:
"—Kendi adamımızdır ve taşradan tâyin edilen ve umur-i ha-riciyesi olmayan vezirlerden iyidir" diye, yapılan tavsiyeyi muvafık karşıladığından Baltacı, Köprülüzâde Numan Paşa'nın yerine ikinci defa sadrâzam olarak (21 Cemaziyelâhır 1122 -17 Ağustos 1710) süratle gelmesi için ferman gönderildi ve (2 Şaban - 26 Eylül) İstanbul'a geldi.
Baltacı Mehmet Paşa Prut muzafferiyetini ve müsalehasını müteakib dönüp Edirne'ye gelmiş, fakat Baltacı'nın aleyhinde çalışan grup yeni baştan faaliyete geçerek onun muvaffakiyetini hiçe indirmeye çalışarak pâdişâha telkin yapıyorlardı.
İşte bu suretle sadrâzam aleyhindeki Silahtar Ali Ağa, şeyhul islâm ve kızlarağasından müteşekkil grup, Baltacı'nın hasımlarını bertaraf etmek için Ocaklıyı tahrik ettiğini söyleyerek, pâdişâhı şüpheye düşürdüklerinden, hizmetinden dolayı takdir bekleyen sadrâzam Edirne'de bulunduğu sırada birdenbire azl olunarak yerine yeniçeri ağası bulunan Gürcü Yusuf Paşa saderâzam olmuştur (5 Şevval 1123 - 16 Kasım 1711).
Baltacı Mehmet Paşa, azlini müteakib Şevval sonlarında (Aralık) Trablusşam valiliğine tâyin edilmiş ise de aleyhtarlarının fesatçılığı devam ettiğinden kendisini tamamen kötürüm bir hale getirmek için kalebend olarak Midilli adasında ikamete memur ettirmişler ve bu hususta Edirne bostancı başısına bir ferman göndertmeğe muvaffak olmuşlardır (1123 Zilkade -1711 Aralık ayı sonları).
Baltacı'nın Midilli'deki kalebendliği 1124 Safer ayı sonuna (1712 Nisan) kadar sürmüş ve sonra bu kalebendlik Cezirebendliğe tahvil olunarak kaleden kasabaya çıkıp oturmasına müsaade olunmuştur.
Baltacı'nın hasımları, onun bir gün olup affedilmesinden korkarak hazineye olan borcu için baskı yaptırdılar; filhakika zimmetinde olan yüz iki kese akçeyi ne suretle olursa olsun göndermesi ve bahane gösterirse özrünün kabul olunmayacağı ve iğbirar-ı hümâyunun artacağı hakkında kendisine bir ferman yollandı ve daha sonra da kalebend olarak Limni adasına gönderildi (1124 Cemaziyelâhır -1712 Temmuz) ve iki ay sonra da Limni'de vefat etti. Kabri Limni'de Mısrî Niyazî'nin kabri yanındadır. Vefatında elli yaşını geçkin olup bir oğlu ve bir kızı vardı, iki defaki sadareti müddeti iki buçuk seneden ziyadedir.
Baltacı Mehmet Paşa orta derecede tahsil görmüş olup güzel söz söyler ve iyi yazardı. Tab'an cesur, vakur ve gayretli ise de boşboğaz, dostu ve düşmanı hakkında iyi, kötü sözünü esirgemezdi; bu pervasızlığı sebebiyle epey aleyhdarı vardı. Kendisi aldatıcı ve hilekâr olduğundan hakkında söylenen her söze inanır, küçük bir vak'a veya uydurma bir söz üzerine yıllarca olan dostluğu bir anda yıkardı; bundan dolayı dostluğuna güvenilemezdi. Kendisini birinci sadaretinde azlettirenlerin bu ikinci sadaretinde de ittifaklarından dolayı kuşkulanarak aleyhlerinde bulunması, kendisinin eski intikam alma hırsının sönmediğine delil olduğundan bunlar, Baltacı'nın muzaffer olmasına rağmen kendisine galebe etmişlerdir.
Üçüncü Ahmet'in Baltacı'ya itimadı ve iş bildiğine kanaati olduğu anlaşılmaktadır. Prut Antlaşması esnasında büyük Petro'nun zevcesi Katerina ile olan münasebatına dair çıkarılan sözler aleyhdarları tarafından uydurulmuş ve bu suretle muvaffakiyeti hiçe indirilmek istenmiştir.
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
BALTACI MEHMED PAŞA


(ö. 1124/1712) III. Ahmed devri sadrazamlarından.


Bugün Çorum'a bağlı bir kaza olan Osmancık'ta doğdu. Genç yaşta ilim merakıyla Trablus. Tunus ve Cezayir'e kadar gitti. Daha sonra İstanbul'a döndü ve akrabalarından Hacı Sefer Ağa vasıtasıyla saraya İntisap etti. Burada sırasıyla baltacılık, yazıcılık ve müezzinlik gibi görevlerde bulundu. Bu sırada Şehzade Ahmed ile de yakın münasebet kurdu.

1703 Edirne Vak'ası sırasında âsilerle yakın ilişkilerde bulundu ve Sultan 111. Ahmed'in cülusu hususunda büyük gayret gösterdi. II!. Ahmed tahta geçtiği zaman padişaha olan yakınlığı dolayısıyla süratle yükseleceğini ümit ettiyse de Sadrazam Morali Damad Hasan Paşa. Baltacı Mehmed'i kendisine rakip gördüğünden onu uzun süre terfi ettirmedi. Bir ara birinci mîrâhur'luğa tayin edildiyse de[121] az sonra Trablus ve Halep taraflarına tahsildar olarak gönderilmek suretiyle saraydan uzaklaştırıldı. Ancak Kalaylıkoz Ahmed Paşa'nın sadâreti döneminde İstanbul'a dönebildi ve 6 Kasım 1704'te vezâretle kaptan-ı derya oldu. Bu sırada Kalaylıkoz Ahmed Paşa'nın sadâretten azline sebep olan birtakım tertiplere girişti ve sonunda sadârete geçmeyi başardı.[122] Bu ilk sadrazamlığı sırasında kendisine taraftar olanları iş başına getirmekten başka önemli bir iş yapamadan azledildi[123]. Daha sonra Erzurum valiliğine ve Sakız muhafızlığına tayin edildi (1707). 21 Ocak 1709"da Halep valisi olan Baltacı Mehmed Paşa. 18 Ağustos 1710'da Köprülüzâde Nûman Paşa'-nm yerine ikinci defa sadrazamlığa getirildi. Bu sırada ilk iş olarak. İsveç Kralı XII. Şarl'ın (Demirbaş Şarl) Osmanlı topraklarına ilticası ile gelişme gösteren Osmanlı-Rus münasebetleriyle meşgul oldu. Hemen ardından. Osmanlı Devle-ti'nin kuzey sınırlarına tecavüz eden Ruslar'a karşı yapılacak Prut Seferi'ne ser-dâr-i ekrem olarak tayin edildi.[124]

Sefer hazırlıkları tamamlandıktan sonra 9 Nisan 1711'de İstanbul'dan ayrılan lerle 18 Temmuz 1711 günü Prut nehri bataklıkları civarında Rus kuvvetleriyle karşılaştı. Dört gün kadar devam eden ve tarihte Prut Savaşı adıyla anılan bu muharebe sırasında Rus ordusunun kuşatma altında ve çaresizlik içinde kalması üzerine Rus Çarı I. Petro Osmanlı-lar'ın her istediğini yerine getirecek bir barış teklifinde bulundu. Baltacı Meh-med Paşa'nın da uygun görmesi üzerine iki taraf arasında 22 Temmuz 1711'de bir antlaşma yapıldı. Antlaşmanın imzalanmasından III. Ahmed de memnun olmuş ve kendisini İstanbul'a çağırmıştı. Ancak ordusunu muhasaradan kurtaran Çar I. Petro'nun vaad ettiği hususları yerine getirmemesi, sadrazama karşı İstanbul'da bir muhalefet grubunun oluşmasına sebep oldu. Gerçekten antlaşmanın neticesini alabilme hususunda ağır davranan Mehmed Paşa'nın bu tutumu İstanbul'da yanlış yorumlara yol açmıştı. Nihayet III. Ahmed'in emriyle Eylül 1711'de Edirne'ye gelen ve 20 Kasım 1711'de sadâret mührü kendisinden alınan Baltacı Mehmed Paşa Aralık 1711'de kalebent olarak Midilli'ye sürüldü. Temmuz 1712'de de Linini adasına gönderildi. Aynı yılın eylülünde orada öldü. Kabri Niyâzî-i Mısrî'nin medfun bulunduğu hazîrededir. Bir oğlu ile Fatma adında bir kızı vardı.

Vefat ettiğinde yaşı elliyi geçmiş bulunan Mehmed Paşa, mizaç bakımından hırslı ve devlet işlerinde entrikaya meyilli, devlet idaresinde fazla kabiliyeti olmayan bir kimse idi.
 
Baltacı Mehmed Paşa

Osmanlı Devleti sadrazamlarından.
1660 yılında Kastamonu sancağı Osmancık kasabasında doğdu. Baltacı ocağında yetişti ve yazıcı halifeliğine kadar yükseldi. Devletin birçok eyaletinde görevlerde bulundu. Sultan Üçüncü Ahmed zamanında Mirahurluğa yükseltildi. 6 Eylül 1704’te vezirlik rütbesi ile kaptan paşalığa getirildi. Aynı yıl içinde Kalaylıkoz Ahmed Paşanın yerine sadarete getirilerek, 18 ay bu vazifede kaldı. Fakat hakkında çıkarılan bazı dedikodular sebebiyle azledilerek, Erzurum, sonra da Halep valiliğine tayin edildi (1706).

Dört yıl kadar bu vazifede kaldıktan sonra, 18 Ağustos 1710’da ikinci defa sadrazam oldu. Bu sırada Rusya’ya karşı açılan seferin serdarlığına getirildi. Komutasındaki kuvvetlerle Prut Irmağı kıyısında Rus ordusunu çember içerisine aldı. Rus kuvvetlerinin bir yanı Prut bataklığı diğer yanı ise Osmanlı askerleriyle çevriliydi. Rus çarı büyük tavizler vermek suretiyle barış yapmak istedi. Kırım Hanı Devlet Giray’ın karşı çıkmasına rağmen sadrazam Baltacı Mehmed Paşa yeniçerilerin disiplinsiz hareketleri ve bazı devlet adamlarının anlaşmaya meyilli olmaları yüzünden bu isteği kabul etti (22 Temmuz 1711) (Bkz. Prut Antlaşması).

Ancak, Rusların antlaşma hükümlerini yerine getirmemesi üzerine Baltacı’nın aleyhtarları harekete geçti. Nitekim görevinden azledilen Baltacı Mehmed Paşa, önce Midilli, ardından da Limni adasına sürüldü ve 1712 yılında burada vefat etti.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt