Türklerin Müslüman Araplarla İlk Temâsları

Türklerin Müslüman Araplarla İlk Temâsları


Türklerin, Müslüman olmaları Türk ve İslâm tarihinde olduğu kadar Dünya tarihi açısından da büyük bir olaydır. Türkler bu yeni dîni, İslâm devletini siyâsî hakimiyetinde kalarak değil, uzun bir tanıma devresinden sonra kabûl etmişlerdir.

Türkler ile Müslümanlar arasındaki ilk temaslar hiç şüphesiz 642'de yapılan Nihavend savaşından sonra İran'ın fethinin tamamlanması ile başlamıştır. Ancak bu tarihten önce de birbirinden çok uzak ülkelerde yaşayan Türkler ile Araplar, Sâsânî İmparatorluğu'nun aracılığı ile birbirini az da olsa tanıma imkânını bulmuşlardır. Câhilîye devri Arap şairlerinden bazılarının şiirlerinde Türklerin askerî yönleri ve kahramanlıkları üzerinde durulması dikkati çekilmektedir.

Diğer taraftan Hz. Muhammed'e atfedilen birçok Hadîs'de yine Türklerin askerî yönü üzerinde durulmaktadır. "Türkler size dokunmadıkça siz de onlara dokunmayınız". "Benim doğuda Türk adını verdiğim askerlerim vardır". Misâllerini daha da çoğaltabileceğimiz bu meâldeki Hadîslerin doğruluk derecesi çok kuvvetlidir. Ayrıca Müslümanların Hendek savaşına hazırlanırken Hz. Muhammed'in Türk çadırında (Kubbet el-Türkiye) oturduğu rivâyet edilmektedir. Müslüm ise Peygamber'in Türk çadırında ibadete çekildiğini belirtmektedir. Meşhur Arap müellifi el-Câhiz, Fezâ'il el-Etrâk adlı eserinde Türklerin askerî kabiliyetlerini ısrarla belirtmektedir. Bütün bunlara göre Arapların Türkleri tanımaları başlangıçta askerî sahalarda olmuş ve bu Arap edebiyatında kendini göstermiştir.

Halife Ömer zamanında (634-644) yapılan fetihler neticesinde Müslümanlar, Horasan ve bilhassa Mâverâünnehr ile Kafkaslar'da Türkler ile karşı karşıya gelmişlerdir. Halife Mu'âviye'nin Horasan vâlisi Ubeydullah b. Ziyâd 674 tarihinde İran ile Turan arasında hudut olan Ceyhun Nehrini geçerek muhtelif Türk beyliklerinin hüküm sürdüğü Mâverâünnehr'in önemli şehirlerinden Buhârâ'yı kuşattı. Şehrin Türk asıllı melikesi Kabac Hâtun ile anlaşma yaptıktan sonra oradan aldığı iki bin Türk askeri ile geri döndü.

Göktürk Devletinin zayıflaması üzerine ortaya çıkan bağımsız Türk beyliklerini hakim olduğu Mâverâünnehr'in fethi Kuteybe b. Müslim'in Horasan vâliliği sırasında (705-715) kısmen gerçekleşmişti. Fakat Kuteybe'den sonra Mâverâünnehr'de Emevîlerin nüfuzu zayıflamağa başladı. Bir taraftan Arap kabileleri arasındaki rekâbetin yeniden başlaması ve vâlilerin kötü idâresi, diğer taraftan Mâverâünnehr'deki Türk beyliklerinin müşterek düşmana karşı birleşmeleri ve aynı zamanda bu sıralarda güçlü bir devlet olan Türgiş Kağanlığı tarafından desteklenmeleri bu cephedeki başarısızlıklara zemin hazırlamıştır.

Kafkaslar'da Halife Ömer zamanında başlayan ve fâsılalarla devam eden kanlı mücadelelerde her iki taraf toprak kazanma bakımından başarılı olamamıştır. Bu cephede Müslümanların kazandığı en önemli zafer 737 yılında Azerbaycan ve Ermeniye vâlisi Mervan b. Muhammed'in Hazar başkenti İtil'i kuşatması ve Hazar hakanının müslümanlığı kabûl etmek zorunda kalması ile neticelenen seferdir.
 
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Geri
Üst Alt